Serdar ARSEVEN

Serdar ARSEVEN

Mail: [email protected]

"Bu sefer tamam!" Diyenler ters köşe olabilirler!

"Bu sefer tamam!" Diyenler ters köşe olabilirler!

Sedat Peker konuştukça, “Bu sefer tamam, bu sefer kesinlikle bitti Tayyip Erdoğan!” sesleri yükseliyor.

İktidarı ve  “radikal muhalefeti” kayıtsız şartsız destekleyenlerin paylaşımlarını mümkün olduğunca izlemeye çalışıyorum.

İktidar tarafında, “Hele dur bakalım, ne olacak, bu süreç kimleri güçlendirecek kimleri devre dışına itecek?” durgunluğu dikkat çekiyor.

Öbür tarafta ise beklentiler zirveye çıkmış durumda, bununla birlikte “ters köşe” olma ihtimali de göz ardı edilmiyor.

“Radikal muhalefet”in önde gelen anketçilerinden biri, Youtube yayınında, “Bu sefer toparlamayacaklar gibi ama muhalefet böyle giderse, hâlâ başka şeyler olabilir” yollu ifadeleriyle dikkatimi çekti.

Muhalefetin hâlâ alternatif olamadığını, süreci iyi yönetemediğini ve Türkiye’nin sıkıntılarına çare olma noktasında güven veremediğini söyleyen “radikal muhalif”lerin sayısı az değil.

Yani…

Sandık yoluyla sonuç alınabileceğine tam olarak inanama durumu da var.

Hem bunu söylüyorlar, hem de “Erdoğan, kaybedeceği seçimi yaptırmaz!” diyerek ortalığı “şimdiden” bulandırmaya çalışıyorlar!

MİT Tırları- Suriye’ye “sevkiyat”  mevzuunda (Sedat Peker’in yaptığı gibi)  bilindik iddiaları gündeme taşıyan eski gazeteci yeni milletvekili zat, muhalefetin kendisinden beklenen aksiyonu gösteremediğini söylerken, “Üniformalı bürokraside Recep Tayyip Erdoğan’ın karşılığı o kadar çok değil!” çerçeveli değerlendirmesiyle başka bir adrese işaret ediyor.

Kafaların bir yerinde hep, 27 Mayıs ve 28 Şubat!

*

“Radikal muhalif” kesimin yayınlarında genellikle AK Parti içindeki “güç mücadelelerine” dikkat çekiliyor ve ağırlıklı olarak Sayın Erdoğan’ın bu süreçte kontrolü sağlayamadığı gibi bir “önkabul”den hareketle kitleye gaz veriliyor.

*

Kafaların bir kenarında, “Ya bu sefer de olmazsa?” gibi bir soru işaretinin asılı durduğunu net bir şekilde görebiliyorum.

“Ya bu sefer de olmazsa?”

“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bütün olumsuzluklara rağmen, ya bir seçim daha kazanırsa?”

Bu sorulara cevap arayan radikal muhalifler, genellikle “Biden Dönemi”ne vurgu yapıyorlar.

Biden’den bahis açılınca yüzlerinde güller açılıyor

Özetle;

“Biden, Erdoğan döneminin artık bitmesini istiyor!”

Dedikleri buysa da…

Endişelerini,

“ABD bu, ne yapacağı belli olur mu?” cümlesiyle ifade edebileceğim değerlendirmeleriyle dile getirmekten de geri durmuyorlar!

“Bakarsınız ters köşe olmuşuz, olmayacak şey mi yani” demeye getiriyorlar!

*

Recep Tayyip Erdoğan yönetiminin devam edip etmeyeceğini tahmine çalışırken, bugünkü görüntülere bakanların yanılma ihtimalleri hiç de küçük değil.

Gündemde, bir süre sonra büyük ölçüde unutulup gidecek olan “Sedat Peker videoları” var.

Bir de, çok daha önemlisi, “plândemi”nin yol açtığı ekonomik sıkıntılar.

Birincisinin seçim sonuçlarını fazla etkilemeyeceğini zaten söylemiş oldum.

Ekonomideki sıkıntılar, elbette etkiler.

*

Sayın Erdoğan ve “ekibi”, ekonomideki sıkıntıları aşabilir mi?

Seçime giderken, dar gelirli ve çok tepkili kesimleri rahatlatacak paketler açıklayabilir mi?..

Mesele burada.

Hiç unutmam…

Bir kasaba kahvehanesinde, iktidara atıp tutan, “Bittik kardeşim” çerçeveli lâflarla birbirlerini gazlayan müdavim vatandaşların muhabbetine dalmıştım.

Aradan bir vakit geçti.

Aynı kahvehanede bambaşka bir havanın estiğini gördüm.

İktidara destek hissedilir oranda artmıştı.

Kahvehaneyi işleten Bey’e bu “değişim”in sebebini sordum.

“Biner lira bayram ikramiyesi aldılar, keyifleri yerinde!” dedi.

*

Bu tabloya bakarak, oradaki beyefendileri eleştirdiğimi düşünmeyin sakın.

Önce tencere kaynayacak.

Önce “hane halkı”nın temel ihtiyaçları giderilecek.

Meselenin özü de, sözü de budur.

Seçmenlerin büyük bir bölümü, öncelikle “ekonomik sebepleri” göz önünde bulundurur.

Gazetecilik hayatımdaki bütün seçimlerde, “sandığın nabzını” tutmaya çalışmışımdır

“Son Yerel Seçimler” dâhil, sonuçlarını sağlıklı bir şekilde tahmin edemediğim bir seçim de hatırlamıyorum.

Alandaki çalışmalarım sırasında gördüğüm o dur ki…

Vatandaşlar, siyasilere genellikle “bölgelerinin ekonomisine” dair  sorular yöneltmekte, oralara ilişkin vaatlere özellikle dikkat etmekte ve hane halkı ekonomisine hangi partinin ya da ittifakın daha çok katkı sağlayacağını öncelikle değerlendirmektedir.

“İdeolojik ve dini” hassasiyetlerin elbette azımsanamayacak oranlarda etkileri vardır.

Ancak, bu etkiler, “hane halkı ekonomisi”ne dair beklentilerin, arzuların önüne geçmemektedir.

Bununla birlikte…

Önümüzdeki süreçte “Üçüncü İttifak”ın olup olmayacağı…

Seçim barajının  “indirilmesinin” ve seçimlere dair diğer düzenlemelerin “tabloyu” nasıl etkileyeceği de önemlidir.

*

“Hah, bu sefer Erdoğan gitti!” diye sevinenler de…

Bir şey olmaz abi, yine alırız!” diyenler de acele etmemeli.

Sedat Peker” videoları, siyasi arenada iddia sahibi olabilecek bazı isimlerin tasfiye edilmesi bakımından önemli, seçim sonuçları bakımından pek de önemli değil.

Acele edenler “ters köşe” olabilirler!

*

Ben mi?

Ben “ters köşe” olmam.

Zira…

Kimsenin kalecisi, bekçisi olmam!..

Bütün adaylar belli olmadan da “tahminde” bulunmam!..

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar