Serdar ARSEVEN

Serdar ARSEVEN

Mail: [email protected]

Cumhurbaşkanı Erdoğan bu durumda ne yapacak?..

Cumhurbaşkanı Erdoğan bu durumda ne yapacak?..

Ortalık zaten karışıktı, Sedat Peker videolarıyla “fil girmiş züccaciye dükkânı”na döndü.

Bu gidişe bir an evvel son verilmesi gerektiğini, aksi takdirde olan bitenin ülkemize çok daha pahalıya patlayacağını söyleyen de var…

 Sayın Cumhurbaşkanı’nın, bu işleri niçin “kılıcı düğüme vurarak” çözmediğini soran da…

*

Bugünkü yazımda, Sayın Cumhurbaşkanı’nın “Yeni Dönem Stratejisi”ne ilişkin sorulara  cevap vermeye çalışacağım.

Sayın Cumhurbaşkanı ne yapmak istiyor, ne yapacak?..

Önümüzdeki “seçimlerde” sıkıntı olabileceğini göremiyor mu?

Görüyorsa, niçin bu kadar “ağırdan” alıyor?

Bu ve benzeri sorular…

Öncelikle;

Liderlerin ve partilerin oy oranlarını sürekli olarak izlediğini herkesin çok iyi bildiği Sayın Erdoğan’ın bugünkü “toz dumanın arasında yapılan anketleri” çok da ciddiye aldığını zannetmem.

Oy oranlarında inişler çıkışlar olur.

Mesele, “seçim ortamında” nasıl bir havanın hâkim olacağındadır.

O güne kadar köprünün altından çok sular geçer.

Sayın Erdoğan, “Peker Gündemi” dâhil, bütün olumsuzlukların aynı zamanda büyük “fırsatlar” sunduğunu mutlaka görüyordur.

Bugünkü gidişât aynen devam ederse işin “hiç de iyi yerlere varmayacağı” ortada.

Havanın bir noktada değişmesi gerekiyor.

Sayın Erdoğan’ın, bu “süreci” bünyedeki sıkıntılara “neşter” atmak için değerlendireceğini tahmin ediyorum.

Uzun yıllar önce…

Başbakan olarak görev yaptığı dönemdeki bir programda, Sayın Erdoğan’a, “ (Filanca) Medya patronunun olumsuz işler yaptığını, sizden çirkin taleplerde bulunduğunu, bu talepleri geri çevirdiğiniz için de hedefe yerleştirdiğini söylüyorsunuz. Sizden neleri talep ediyorlar da, vermiyorsunuz?” diye sorduğumda…

 “İçini” sonradan doldurduğu şu cümlelerle cevap vermişti:

“Meyveyi olgunlaşmadan kopartırsan olmaz.

Vakti geçtikten sonra kopartmak da olmaz.

Bunu tam vaktinde yapmak gerekir.”

*

Sayın Cumhurbaşkanı o gün soruma böyle cevap verdi.

Vakti geldiğinde de, meyveyi kopartıp aldı!..

Şimdi o patron yine patron, ama medya patronu değil…

Hayırsever bir işadamı!

*

Buradan “Sedat Peker Videoları” gündemine dönecek olursak…

Sayın Erdoğan, “neşteri”, uygun gördüğü anda atacaktır. Acele etmesini telkin edenlere kulak asmayacaktır, istediği vakit atacaktır.

Kimin ne dolaplar çevirdiği, çoğu zaman “menfaat çatışmaları” sırasında ortaya çıkar.

Ağaçtaki meyveler gittikçe olgunlaşır.

Vakti gelince de güzelce kopartılır.

Biden ile görüşme ve 'yeni dönem' vurgusu

Bu satırları okuyanlar arasından “Ekonominin zorda olduğunu ve böyle gittiği taktirde, ne yapılırsa yapılsın işlerin bozulmaya devam edeceğini” söyleyenler çıkabilir.

Bugünkü verilere baktığımızda bu iddiaya karşı çıkmak  zor.

Amma velâkin…

Bu ekonomi işleri, büyük ölçüde dışarıyla ilişkilere bağlıdır.

Türkiye gibi “orta çaplı” bir ekonominin “kaynak” probleminin “bir süreliğine de olsa” çözüme kavuşturulması, “dış dünyayla” ilişkilerin “arzu edilen” kıvama gelmesi halinde o kadar da zor değildir.

Sayın Erdoğan, Ak Parti’yi kurduktan uygulamaya koyduğu stratejisiyle, birçok “karşıtını” yanına çekmeyi başarmıştı.

Bugün de, bütün güçlüklerine rağmen, Batı ile ilişkileri belli bir “noktaya” getirebileceğini zannediyorum.

Sayın Cumhurbaşkanı, içinde bulunduğumuz bu zorlu süreçten çıkabilmek için “yeterli kaynak girişini” sağlama hedefine ağırlık vermiş durumdadır.

Başkanı Biden ile yapacağı ilk yüz yüze görüşme öncesinde ,  dev Amerikan şirketlerinin

yöneticileriyle bir araya gelen Sayın Erdoğan’ın, "Biden ile görüşme yeni dönemin habercisi olacak" cümlesinin altını özellikle çizmek gerekiyor.

“Biden ile görüşme yeni dönemin habercisi.”

Dış politikada, bir “yeni  dönem”e daha çoktan girildi.

Siyasette, ekonomide, medyada  “yeni dönem” geliyor.

Önümüzdeki dönemde, gündemimizi kaplayacak meselelerden biri de “Kanal İstanbul” çalışmaları olacak.

Sayın Erdoğan’ın bu yeni süreçte, “Kanal İstanbul”u, piyasayı hareketlendirmenin, istihdamı arttırmanın” bir vasıtası olarak değerlendireceğini düşünüyorum.

Evet, Yeni Dönem.

Son vakitlerde gündeme gelen “reformlar”, bu “yeni dönem” arayışının eserleri.

Türkiye, güvenliğine elbette yine büyük önem verecek ama “Güvenlik Devleti”  imajı, algısı büyük ölçüde değiştirilecek.

“Kızgın demiri soğutma” stratejisi uygulamaya konulacak ve her kesimin “radikalleri” devre dışına alınacak.

*

Ankara 2. Sulh Ceza Hakimliği’nin, suç örgütü elebaşılığından hakkında yakalama kararı çıkarttığı Sedat Peker, saldırılarıyla “Yeni Dönem”e istemeden de olsa katkıda bulunmuş oldu bu durumda.

Hayırlısı olsun.

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar