Serdar ARSEVEN

Serdar ARSEVEN

Mail: [email protected]

Eski Amiraller Bildirisi ve HDP Kapatma Dâvâsı!

Eski Amiraller Bildirisi’ne tam destek veren Cumhuriyet Gazetesi, 15 Temmuz Kahramanı bir General’in “Miraç Kandili”ni kutlamasını “laiklik karşıtı eylem” olarak değerlendirmişti.

Bildiri’ye giden yolun ince ince işlendiğini net bir şekilde görüyoruz.

Yok, Harp Okulları yönetmeliğinden “irtica” lâfı çıkartıldı, yok amiralin biri “tarikat”ta cübbesi sarığı ile görüntülendi, yok Atatürk’ün ismi kurs yönetmeliğinden çıkartıldı filan…

Arada gürültüye giden “Büyükelçiler Bildirisi” de var.

Bir şeyler oluyor…

104 Eski Amiral’in gece yarısı bildirisi’ni “Ne var canım bunda, fikirlerini ifade etmişler işte” muhabbetiyle gargaraya getirmeye çalışanlar da bunun hiç de böyle olmadığını çok iyi biliyorlardır.

Gündüzler çuvala mı girdi efendiler, Montrö ile “sarıklı amiral” işinin ne alâkası var?..

Hem sonra, bu amiraller, ABD, PKK terör örgütüne binlerce tır silah gönderirken ve biz buna bütün gücümüzle tepki gösterirken niçin “bildiri” yayınlamamışlar!..
Memleket bunca sıkıntı yaşamış, bunca terör saldırısına hedef olmuş…

Niçin bir araya gelip de, ülkemizi hedef alanlara karşı “ortak bildiri” yayınlamamışlar?..

ABD’nin başkanı “Türkiye’yi mahvedeceğim” diye twit attığında niçin “ortak tepkilerini” ortaya koymamışlar?..

Efendim..

“Ne var yani bunda, fikirlerini söylemişler işte” diyerek  “şark kurnazlığı” yapıyorlarsa da…

Bu aziz milletin böylesine “kurnazlıklara” karnı tok.

İki gündür televizyonlardan, gazetelerden çok şeyler yazıldı, söyleneceklerin hemen hemen tamamı tüketildi galiba.

“Hemen hemen” dedik.

Eksiği buradan tamamlayalım:

Bu işlerin “HDP’nin üzerindeki basıncın artması ve kapatma dâvâsı açılmasıyla” alâkası olabilir mi?..

Dâvâ Anayasa Mahkemesi tarafından iade edilmiş de olsa, HDP’ye kapatma dâvâsı açılması, bazılarını “pozisyon ayarı” yapmaya mecbur bırakmış olabilir mi?

*

Mevzuyu açalım biraz:

Millet İttifakı denilen yapı, Ekrem İmamoğlu’nun, Meral Akşener ile Pervin Buldan’ı aynı twite yerleştirme “    gafı”nın da etkisiyle iyice zorlandı.

“Recep Tayyip Erdoğan gitsin de memlekete ne olursa olsun!” ittifakının iç çelişkileri iyice gün yüzüne çıktı.

Gelişmeler, bırakınız İyi Parti’yi ve ittifaktaki “diğer stratejik unsuru”, CHP gibi, bugünkü yönetim anlayışı HDP’nin zihniyet dünyasına çok da uzak olmayan bir partiyi bile zorlamaya başladı.

CHP’nin ulusalcıları, HDP ile bu kadar içli dışlı olunmasına “Yeter ki Recep Tayyip Erdoğan gitsin!” ruhuyla tahammül etseler de…

Bazı HDP’lilerin giderek küstahlaşmaları ve CHP’den “Yerel Seçim Galibiyeti”nin “diyetini” istemeleri sıkıntı meydana getirdi.

Belediyeler üzerindeki “HDP’li baskısı”, birçok CHP’li belediye meclis üyesini  bile rahatsız etmeye başladı.

Bu tür ilişkilerin “ortaklar arasındaki ölümcül kavgalarla” sonuçlandığını pek çok filmde görmüşüzdür.

Böyle bir durum işte, Millet İttifakı’nı yürütmek gittikçe zorlaşıyor özetle.

Bu da, “Biden” ABD’ye başkan olduğunda ümitlenen çevreler için sıkıntılı bir durum.

Zira…

“Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik” diye düşünülen bir noktada, Recep Tayyip Erdoğan’ı sandıkta yenememe ihtimali gittikçe büyümeye başladı.

Evet, Sayın Erdoğan’ın gündem belirleme etkisi gittikçe azalıyor, kendisini çok seven ve seçimler boyunca destek veren nice vatan evlâdından gelen tepkiler gittikçe artıyor.

Büyük Kongre’den beklentilerin karşılanamadığı, ortada bir “manifesto”nun da olmadığı…

Şu Plândemi Tezgâhı’nın bütün faturasının gariban esnafa ve diğer dar gelirlilere çıkartıldığı…

Sokaktaki vatandaşa çok sıkı “plândemi” tedbirleri uygulanırken, belli yerlerde kurallara hiç de dikkat edilmediği…

Yönetimin sokaktaki vatandaşın sesini duymadığı ya da duymazdan geldiği…

Vesaire vesaire şikâyetler sıkça dile getiriliyor.

Getiriliyor getirilmesine ama…

 “Peki kardeşim, Ak Parti’yi devirip de yerine bunları mı getirelim?” sorusu da öylece karşımızda duruyor.

Yani…

Efendim, konuyu “Eski Amiraller Bildirisi”ne bağlıyorum:

Cumhur İttifakı’nın birçok sıkıntı var ise de, Millet İttifakı’nın sıkıntısı çok daha fazla.

Millet İttifakı sürdürülebilir değil, her ortak, diğerlerini sırtında taşıyor ve “proje” yolculuğunda “HDP’ye muhtaç olan” ortakların nefesleri gittikçe kesiliyor.

Bu durumda da “Recep Tayyip Erdoğan’ı sandıkta yenme ihtimali” gün geçtikçe artmıyor!..

Böyle olunca da, gündeme  “demokrasi dışı yollar” geliyor!..

Hani…

Bir CHP ağır topu, “Ya Seçimle ya da başka şekilde gidecekler!” demişti ya…

Oradaki “başka şekilde”nin üzerinde…

Yeniden tefekkürde fayda var yani dostlar.

Ha şunu da diyelim:

Bu türden işler sonuçta, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a yarıyor.

Zira…

Çaresizlik psikolojisi “o tarafa” hata üstüne hata yaptırıyor!..

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar