Serdar ARSEVEN

Serdar ARSEVEN

Mail: [email protected]

Faiz ve çöküş!

Faiz ve çöküş!

Osmanlı’nın gerileme ve çöküş dönemlerinde yaşananlara bir göz atalım:

Savaşlar sıklaşıyor, ordunun masrafları hızla büyüyordu.

Fetihler yoluyla yeni toprak kazanımları bitmişti ve eldeki topraklar da kaybediliyordu.

Birçok sebep, Osmanlı ekonomisini zora sokuyor, darboğaza itiyordu.

Devlet, bütçe açıklarını kapatabilmek için “Galata Bankerleri”nden yüksek faizlerle borç para alarak durumu “idare etmeye”“günü kurtarmaya” çalışıyordu.

*

 “Galata Bankerleri”,  dışarıdaki finans merkezleriyle yakın ilişkileri sayesinde, Osmanlı Yönetimi’ne anında “borç para” bulabiliyor…

Bu borç para bulma işlemi sayesinde de büyük “komisyonlar” alıyor, vurdukça vuruyorlardı!

Özellikle Rum ve Ermeni sarraflar, Osmanlı üst düzey bürokrasisi ile “çok sıcak” ilişkiler içindeydiler.

İstanbul’da ağırlığını azınlıkların oluşturduğu bir “faiz lobisi” vardı.

Her dönemde olduğu gibi o dönemde de, “düzenin kaymağını yiyen” gruplar bulunuyordu.

Osmanlı batarken, “tefeciler” ve “onlarla iyi ilişkiler içinde olanlar” tırmanıyordu!

*

“Galata Bankerleri”nin güçleri iyice artmışsa da, “borç batağındaki” Osmanlı’nın ihtiyacı, onların karşılayabileceklerinin çok üzerine çıkmıştı.

Osmanlı Devleti, “uzun vadeli faizli borç ihtiyacını karşılayabilmek için” doğrudan Avrupa finans merkezleriyle bağlantı kurmaya başlıyor,  “kısa vadeli faizli borç temini” için de “Galata Bankerleri”yle çalışmaya devam ediyordu.

Borçlar gittikçe tırmanırken…

Osmanlı, Rusya ile çok çetin bir savaşa girişmişti…

Savaşın maliyeti çok ağırdı.

Avrupa’daki finans merkezleri ise, bu sıkıntılı süreçte Osmanlı’ya borç vermeyi kesmişlerdi!

Bu durumda da, Devlet, yine “Galata Bankerleri”nin eline düşmüş oluyordu.

“Osmanlılık” adına coşkun ve de  “tamamen duygusal”  sloganlarla işlerini gören
“Galata Bankerleri”, büyüdükçe büyüyor…

Yüksek makamlara “çat kapı” girebilir hale geliyorlardı.

Bu “aracı-tefeciler”…

Osmanlı’ya borç bulma işinden yüzde 10 civarında komisyon alıyorlardı.

Galata bankerleri o günlerin en kral adamlarıydı!..

x

Osmanlı borç ve faiz ekonomisine mahkûm olmuştu.

Bu süreçte, Osmanlı’nın faizli borç ihtiyacını karşılamak üzere, iyice “uzmanlaşmış”  faiz müesseseleri oluşturulmuştu.

Galata bankerleri tarafından kurulan Dersaadet Bankası ve İngilizler tarafından kurulan Osmanlı Bankası

Bir süre sonra, Osmanlı Bankası’nın İngiliz sahiplerine Fransızların de eklenmesiyle kurulan Bank-ı Osmani-i Şahane…

Devlete kısa vadeli borç sağlamaları karşılığında, hazinenin en mühim işleri bankalara verilmişti.

Devletin harcamaları arttıkça, her çare yetersiz kalıyordu.

*

Avrupalı tefeciler, Devlet yöneticilerine, Avrupa piyasalarına tahvil satarak borçlanılması yönünde baskı yapıyorlardı

Bu, tefecilere büyük gelirler sağlayacak, para sahiplerine Osmanlı’nın kaynaklarını aktaracaktı.

Devlet’e verilen yüksek faizli borçların büyük bölümü, sonuçta, başta askeri araç gereç olmak üzere  yine Avrupa’dan mal alımında kullanılacağı için geri dönecek…

Osmanlı, Avrupa Ekonomisi’nin dişlileri arasında öğütülecekti!

Avrupa ve  tefecileri dört köşeydi.

Osmanlı batıyordu.

Sonrasını bilirsiniz:

Osmanlı’nın borç ödemelerini yapamaz hale gelmesi ve Osmanlı Ekonomi Yönetimi’nin yabancıların eline bırakılması…

Düyun-u Umumiye İdaresi.

“Yabancıların Ekonomimizi İşgali” anlamına gelen Düyun-u Umumiye İdaresi’ne giden yoldaki tablo:

Yıl: 1874.

Osmanlı ‘nın Dış Borçları: 201 Milyon Sterlin.

Yıllık Ana Para ve Faiz Ödemesi: 11.2 Milyon Sterlin.

Koca Osmanlı’nın Bir Yıllık Toplam Geliri: 18 Milyon Sterlin!

 

*

Osmanlı’nın faizde batması ve Genç Cumhuriyet.

Mücadeleler, mücadeleler…

Sonuç:

Faiz batağı ve darbeler.

Faiz batağı ve IMF’nin acı reçeteleri!..

Faiz batağı ve Neoliberalizm!..

Faiz Batağı ve Değer Erozyonu…

*

Bunca yıl boyunca binlerce haber imza attım.

Bunlardan bir kısmı piyango ikramiyesi kazananların sonraki halleriyle ilgiliydi.

Bir kısmı da, faiz alanların sonrasındaki yaşadıklarına dairdi.

İkisinin de sonu perişanlık!..

Devletleri de, vatandaşlarını da batırıyor haramlar!

*

Bugün de…

“Faiz kıskacından kurtulabilecek miyiz?” meselesine yoğunlaşmış durumdayız.

“Faiz Bağımlılığı”ndan kurtulamazsak, bu memleketi ayakta tutma imkânımız olmaz.

 “Faizdeki parasına kur garantisi verildiğinde” adım atabilen bir “topluluk” ile bu işler ne kadar olur?..

Göreceğiz ömrümüz yeterse.

“Allah sonumuzu hayır etsin.”

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar