Serdar ARSEVEN

Serdar ARSEVEN

Mail: [email protected]

Geçmişten Bugüne Portreler… Mahir Kaynak

Geçmişten Bugüne Portreler… Mahir Kaynak

BİR vakitler, ayda birkaç köşe yazımızı “kitaplara” ayırırdık.

Zaman zaman da, “Sizden gelenler!” diyerek mektuplarınıza yer verirdik.

Şimdilerde ne kitaba rağbet var, ne de mektup yazan.

Demiş ki Şair;

“Ne şair yaş döker,

ne âşık ağlar,

Tarihe karıştı eski sevdalar.

Beyhude seslenir, beyhude çağlar,

Bir sola, bir sağa çoban çeşmesi.”

Biz, buralarda, böyle, kendi halimizde geçmişin izlerini bugüne taşımaya çalışıyoruz bazen.

Tecrübeleri, gözlemleri, alınmış alınmamış dersleri yarınlara aktaramazsak, başımıza gelenleri anlamlandıramayız, gelebilecekleri tahmin edemeyiz.

Bugün, “unutulmasın” diyerek anacağımız isimlerden biri de, altı yıl evvel dünya hayatına veda eden Mahir Kaynak.

mahir2_471018eb4f112a8188e8cbac47fac0f5.jpg

Herkes kendi hayatını yaşıyor ve yaşanmışlıklar bizlerde derin izler bırakıyor.

“İnsanlara güvenir misiniz?” sorusuna “Hayır, asla!” karşılığını vermiş ve şöyle devam etmişti Prof. Dr. Mahir Kaynak:

“İnsanlara karşı engin bir güvensizliğim vardır. Çok kötü bir çocukluk dönemi geçirdim. Hayat yolumu kendim çizdim. Tüm zorlukları tek başıma aştım. Onun için de hayata karşı güvensizdim.”

Çocukluğunu doyasıya yaşayamayan insan, ilerideki yıllarda güven duygusunu kaybediyor.

Hayattaki eksiklikler, boşluklar da, zaman içinde başka şeylerle tamamlanıyor, dolduruluyor.

Mahir Kaynak’ın yazılarını okurken, “sıradan” düşünce kalıplarının çok ötesine geçtiğini ve beynini her olaya “farklı açılardan” bakmaya zorladığını görüyorsunuz.

mahir1_5dba791da7d441d4358c842c1ff1b94e.jpg

Rahmetli “kalp gözünü, duygularını” bir yerlere gömmüş, dünyaya hep “sadece akıl” çerçevesinden bakmaya odaklanmış.

Böyle olunca da, (bence) istifade edilmesi, ancak “benimsenmemesi gereken” bir dünyayı resmetmiş.

Hafta sonunda, O’nun (Star Gazetesi’ndeki) yazılarından ve başka kaynaklardan “düşünceyi tetikleyen”, “istifade edilmesinde fayda olan” bazı ifadelerini süzüp, çıkarttık.

Buyurunuz kıymetli okuyucularım:

* Birinci Dünya Savaşı sonunda Osmanlı topraklarını istediği gibi parselleyen İngiltere, son anda Yunanistan’ı Türkiye’nin üzerine salmış, sonra da desteğini çekerek bize yeni bir düşman hediye etmişti. Biz de İngiltere’yi unuttuk, hatta onu en büyük müttefikimiz saydık ve kurtuluş günlerinde Yunanlıları süngüledik.”

* “Bir tahterevallinin iki tarafındaki insanlar karşı karşıya görünür ama ‘oyun’ ikisi olmadan gerçekleşmez!”

* “Halk bir dağ gibidir. Eğer üzerine bir yol yapacaksanız onun biçimini göz önünde tutmak zorundasınız. Ancak yolu hiçbir zaman o yapmaz.”

* “Ekonomik gücü elinde tutan, halkı istediği biçimde eğitir, kitle iletişim araçlarıyla şartlandırır, dost ve düşmanlarını belirler ve en önemlisi toplumsal kahramanlar yaratır.”

* “Kahramanın ölümünden sonra yerini gelenler, kahramandan nefret bile etseler onun adını kullanmaya devam ederler ve kendi politikalarını onun yarattığı efsanenin içine monte ederler. Stalin, Lenin’den hiç hoşlanmadığı halde, icraatlarını onun ‘heykellerinin’ gölgesinde sürdürmüştür.”

* “Yabancı güç odakları, boğazın iki yakasında oturan kişilerle kurdukları diyalog sayesinde ülkeyi yöneteceğini sanıyor.

* “Halk demokrasi sofrasından istediğini yiyemez, önüne konanlardan birine razı olmak zorundadır.”

* “Kuş gribi terör benzeri bir eyleme dönüştürülmektedir. Olay abartılı bir şekilde halka sunulmakta, terör olaylarını aratmayacak şekilde tedirginlik yaratılmaktadır. (..) Terörün birinci amacı güvensizlik yaratmaktır. (..) Kuş gribinin kullanıldığını düşünüyorum ve bunun hangi projenin parçası olduğunu kestirmeye çalışıyorum.”

* “Güç, her yerde ve her zaman aynı değerde değildir. Bir hastaya iğne yapan doktorun adalelerinin güçlü olması gerekmez.”

* “Herkesin düşman olduğu bir ortamda dövüşmekten başka çare var mı? İnançlarımız bu savaşı kazanmanın tek teminatıdır ama bu sefer de çılgın Türk mü yoksa dini bütün bir Müslüman mı olacağımıza karar veremeyiz.”

* “Zenginin aşk hayatı gazete haberleridir, fakirin aşk hayatı ise suçtur ya da daha büyük bir suçun işlenmesinin gerekçesidir.”

* “İnsanların eğitimi ile sirkte gösteri yapan hayvanların eğitimleri arasında bir benzerlik var mı? Eğitim birbirine zıt iki

işlevi bir arada gerçekleştirir. Bir yandan insani geliştirirken, diğer yandan da onları kolay idare edilebilen, emirleri itirazsız yerine getiren bireyler haline

getirir.”

* “Başkalarını izlemek ve onların tecrübelerinden istifade etmek ile benzemek aynı şey değildir. Bağımsız bir eğitim yapısı olmayan devlet, sadece şeklen vardır.”

KİTAP TAVSİYE

(Mahir Kaynak, Başımıza Çuval Geçirenler, Truva Yayınevi.)

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar