Serdar ARSEVEN

Serdar ARSEVEN

Mail: [email protected]

​Hızla yaşlanıyoruz! Hem de ne yaşlanma!..

​Hızla yaşlanıyoruz! Hem de ne yaşlanma!..

Epeyce bir süre evvel, Aile Bakanı Derya Yanık’tan dikkat çekici değerlendirmeler gelmişti.

TÜİK’in açıkladığı ve “Anadolu Ailesi”nin ne kadar büyük bir tehdit altında olduğunu gösteren rakamları yansıttığım bir önceki yazıma büyük ilgi gösteren okuyucularımdan bazıları, o değerlendirmelere dikkat çekmemin “tam sırası” olduğunu söyleyince…

“Tamam” dedim,

“Üzerinden biraz vakit geçmiş olsa da…

Gündemimize alalım.”

O gün, Türkiye nüfusunun çok hızlı bir şekilde yaşlandığına dikkat çeken Aile Bakanı demişti ki,

“Bu konuda geri döndürülemez ölçeği geçtik!”

*

“Geri döndürülemez ölçek!”

Yani?

Buradan “Nüfusun hızla yaşlanmasını engellemenin, bu gidişi durdurmanın bir yolu kalmadı” gibi bir sonuç çıkıyor.

Bu çok kötü bir şey.

Şimdi aklıma geldi;

Ak Parti Genel Başkanvekili, Son Başbakan Sayın Binali Yıldırım bir süre evvel, “küresel gıda problemi kapımızı çalıyor!” cümlesiyle ‘bizleri’ ikaz etmişti!

Bir de “tarımda seferberlik” çağrısında bulunmuş, “Deliler gibi üretmeliyiz!” demişti.

Deliler gibi üretebilmek için “delikanlılar” lâzım!..

Genç nesil!

Ne var ki, bizim köyde, nüfus 3-5, yaş ortalaması ise 65.

Köylerde genç yok gibi.

Sayın Aile Bakanı’nın değerlendirmeleri de, şehirlerdeki genç oranının da hızla azaldığını gösteriyor!

Nüfusumuz hızla yaşlanıyorsa ve bu durum “geri döndürülemez” noktaya varmışsa, tarımda “seferberlik” hamlesi de sıkıntıya girecek demektir!..

“Tarım” dedik ya, hepsi birbirine bağlı.

Allah korusun, bu küresel beşli çete ve onları yöneten “üst akıl”, bir gün Türkiye’yi işgale yeltenecek olursa…

Vatan savunması için -teknoloji ne kadar gelişmiş olursa olsun- öncelikle gençliğe ihtiyaç duyulacak!..

Bir de, savaşan askerlerimizi ve bütün halkımızı “kendi kaynaklarımızla” beslemeye yetecek kadar yerli üretime!

İşte yine geldik tarıma ve elbette genç nüfusa!

Yani…

Nüfusun “çok hızlı ve geri döndürülemez şekilde yaşlanması”, savunma alanında da zafiyete yol açmaz mı günün birinde?

Diyeceksiniz ki, “Tamam da kardeşim, sadece Türkiye’de yaşlanmıyor ki nüfus, her yerde yaşlanıyor!”

Bunu derseniz, Aile Bakanı’nın konuşmasını dinlemediğiniz, okumadığınız ortaya çıkar.

Zira “Kıta Avrupası’ndan 4-5 kat hızlı yaşlanıyoruz!” diyor Aile Bakanı!

Bizdeki durum çok daha vahim hale gelmeye aday yani!..

Buradan, her yerden, kendimizi yırtıp duruyoruz…

En az 35 senedir yırtıp duruyoruz…

Nüfus plânlaması adı altında ortaya konulan çalışmaların hangi amaçlara hizmet ettiğini, “süslü kılıflarla” ortaya konulan projelerin ne gibi “felâketlere” yol açacağını haykırıp duruyoruz…

Bir vakitler, 28 Şubat’ın o meşhur tekelci ve montajcı sermaye grubunun öncülüğünde yürütülen kampanyalar vardı.

Bizler, bu kampanyaların gerçek amaçlarına dikkat çekerken, birileri bizi “yobazlıkla, irticacılıkla” suçlardı!

Bugün…

Aile Bakanı’nın “Geri döndürülemez ölçeği geçtik!” dediği noktadayız demek oluyor ki.

Peki, ne yapmak lâzım?

Sayın Bakan,

“Dolayısıyla önümüzdeki süreçte huzurevlerine, yaşlı bakım ve rehabilitasyon merkezlerine daha çok ihtiyacımız olacak!” diyor.

Bir sonraki cümlesi de şöyle:

“Hayat değişiyor, çekirdek aile formu değişti.”

Yani…

Bu artık dünyanın gerçeği ve Kıta Avrupası’ndan 4-5 kat hızlı gelişen Türkiye’nin (çok daha fazla) gerçeği!

‘Çekirdek Aile’den bahsetmişken…

Aslında çekirdek aileyi de kaybetmekteyiz, bu da geçen yazımda yer verdiğim TÜİK rakamlarının ortaya koyduğu gerçek.

 

TÜİK verilerine göre efendim;

2020’de 136 bin olan boşanma sayısı 2021 yılında 174 bin 085’e çıktı.
Boşanmalar bir yılda, evet, sadece bir yılda, yaklaşık 27.50 oranında arttı!..

*

Yüzde 27.50!..

Korkunç oran!

Bir de evlenme yaş ortalamasının hızla arttığını gösteriyor rakamlar!..

Bu durumda nüfus nasıl yaşlanmasın?

Hem de, Aile Bakanı’nın ifadesiyle, “Kıta Avrupası’ndan 4-5 kat hızlı” yaşlanmasın!..

*

Aile Bakanı, Sayın Cumhurbaşkanı’nın “En az 3 çocuk” çağrısına da dikkat çekmiş, o bölümü atlamak olmaz.

Demiş ki, “Bu konuda geri dönülemez ölçeği geçtik!” tespitinin hemen ardından gelen cümlesinde:

“Sayın Cumhurbaşkanımızın ‘en az 3 çocuk’ tavsiyesinin arkasında çok esaslı bir araştırma var.”

*

Aile Bakanı’nın sözleri, Sayın Cumhurbaşkanı’nın tavsiyelerinin maalesef arzu edilen neticeyi veremediğini düşündürüyor.

Zira, öyle olmasıydı, karşımızda “kıta Avrupası’ndan 4-5 kat hızlı yaşlanan nüfus” gerçeği olmazdı!

Peki…

Dönelim yine o bölüme:

 

Bu işin çaresi daha çok huzurevi ve yaşlı rehabilitasyon merkezi açmak mı?

Yoksa, evlenmeleri teşvik edecek tedbirleri “seferberlik” havasıyla ortaya koyup uygulamak mı?

Bu iş nasıl olacak?

Kıta Avrupası’ndan 4-5 kat hızlı yaşlanıyorsak, bizim 2071’imiz ne olacak?

Bu yazıyı yazdım ya, eminim ki, 6284 Sayılı Kanun’un Anadolu Ailesi’nde yol açtığı tahribâta, evlenme hızının azalmasına ve bir dolu haksızlığa sebep olan süresiz nafaka meselesine dair bir dolu tepki gelecek okuyucularımdan.

Hele hele, bu yazıdan sonra dönüp Aile Bakanı’nın açıklamalarının tümünü okuyanlar, “Nafaka konusuyla alakalı verilmiş bir karar ve yapılmış nihai bir değerlendirme yok.” cümlesini de görecek ve yine bize gelecekler!

Bu arada,

“İyi diyorsun, hoş diyorsun da… Bu şartlarla bir genç nasıl evlenecek?” muhtevalı mesajlar da yağacak…

Nereye gitsem bu konularla karşı karşıya kalıyorum…

Nereye gitsem,

aile dramı, yürek yarası!..

Hiçbir yere gitmesem, telefonlar yetiyor…

“Çözülsün artık bu işler Allah aşkına” diyorum, diyorum, diyorum…

Duyulmuyor!

*

İki yakamızı bir araya getiren 1915 Çanakkale Köprüsü ile övünürken ben…

 

“Kıta Avrupası’ndan 4-5 kat hızlı yaşlanan” ülkem için endişeleniyorum.

“Endişelenmenize gerek yok, çünkü…” derse Sayın Bakan…

 

Söyleyeceklerinin devamını can kulağıyla dinlemeye hazırım!

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar