Serdar ARSEVEN

Serdar ARSEVEN

Mail: [email protected]

MuhafazaKÂRlara CHP'lilerden ne hakaretler!..

Ahmet Davutoğlu’na yakın yazarlardan biri, “Kılıçdaroğlu’nun kurduğu masadaki muhafazakârların hakaretlere şimdilik tahammül ettiğini, ancak bunun uzun süre devam edemeyeceğini” vurguluyor.

“Aşağılanmaktan” şikâyetçi oluyor!..

Masadaki Muhafaza-KÂR partilerin tabanlarının “sabrettiğini” öne sürüyor.

CHP ile aralarında “hukuk” olmasa…

Neler neler derlermiş!..

Bak seeen!..

Sayın Erdoğan ile aralarındaki “hukuku” hayli yıpratmış olan meslektaşımızın “CHP ile hukuk” meselesinde bu kadar hassas olmasına şapka mı çıkartsak, ne yapsak?

Masadaki muhafazakârlar?

Oyu en küçük partinin başındakini saymazsak…

“Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan ve Temel Karamollaoğlu.”

Bu üçünün "cefaķâr" tabanları, CHP yandaşı yazar çizer takımı tarafından -Ahmet Davutoğlu’na yakın Yazar’ın da ifade ettiği gibi- sürekli olarak aşağılanıyor...

Seçim öncesinde, Cumhurbaşkanlığı makamına hem de seçimi açık ara kazanarak geleceğini iddia ettikleri Kemal Kılıçdaroğlu’nu şimdilerde hırpalayan yandaşlar, en çok da “Bir ton milletvekilliği verdiklerine bak!” cenahından yükleniyorlar.

Ne varmış, bir ton milletvekili verdiklerinde?

Özetle şu;

“O zihniyet çağdışı bir zihniyettir!

Anayasa’nın ilk dört maddesiyle ilgili itirazları vardır.

Çoğu AKP’nin icraatlarından sorumludur.

Kılıçdaroğlu, eski AKP’lilere, lâiklikle sorunu olanlara bu kadar prim vermek suretiyle, hem Anayasa’yı hem de Parti Programı’nı ihlâl etmiştir.

O zihniyet Masa’da büyük kazanım elde etmiştir.

O zihniyetle işbirliği yaparak seçim başarısı elde edilemeyeceği bir kez daha görülmüştür.

CHP ve Laiklik masada büyük bir oyuna getirilmiştir.

Kılıçdaroğlu’nun en büyük hatası, Abdüllatif Şener gibi isimlerden fayda ummak ve CHP için emek vermiş kitleleri küstürmek olmuştur!”

Bunlar, aklı başında yazar çizer takımının eleştirileri…

İşi “masadaki MuhafazaKÂRlara çok ağır aşağılamalara" vardıranlar da var…

Muhatapları elbette bunları görüyordur da... Birilerine kızıp ilişkiyi bozmanın faydası yok... Zira...

Bunun yerel seçimi de var…

Bakarsınız, Kemal Kılıçdaroğlu ile yerel seçimlerde de “işbirliği” olur ve Masa’daki oyu küçük muhafaza-KÂRlar, CHP sayesinde epeyce belediye başkanlığı kapar!

Ne var ki, bu partilerin sayıları bir hayli az olan seçmenleri, yukarıya büyük baskı yapıyor.

Onu da, Sayın Davutoğlu’na yakın yazardan öğreniyoruz.

Yukarıya sürekli olarak,

“Bu kadar aşağılanmaya, hakarete niçin katlanıyoruz, niçin sessiz kalıyoruz?” diye tazyikte bulunuyorlarmış.

Hadi ya, Davutoğlu’na yakın yazar dedik de…

Okuyucumuzu boş yere uğraştırmayalım, ismini de verelim:

Ahmet Taşgetiren…

Şu satırlar da, kendilerinin “Karar”daki yazısından:

“Tv’lerde kerametleri kendinden menkul sol aktörlerce kimi zaman alaya alınan, kimi zaman aşağılanan partiler belki de aradaki ‘hukuk’u korumak için polemiğe girmiyorlar. Ama bunun da bir “Diyet” psikolojisini oluşturacağı tartışılmaz. ‘CHP ile ilişki zaten riskliydi, şimdi bir de böyle bir diyet kampanyası kabul edilemez’ dememeleri de için de çok sabırlı olmaları gerekiyor. Çünkü onun da bu partilerin kendi tabanlarında ‘Niye bu aşağılanmaya tahammül ediyorsunuz?’ diye başlayan ve “İşte elini tuttuğunuz CHP bu” diye devam eden bir tepki oluşturması söz konusu…”

Bu satırların sahibi Ahmet Tasgetiren, bir vakitler Sayın Erdoğan’a benden çok çok daha yakın bir yazardı.

Sonra, ne olduysa oldu, Kılıçdaroğlu’nun CHP’sine destek verenler arasına katıldı.

Daha doğrusu, Kılıçdaroğlu’nun CHP’sine destek veren Genel Başkan’ın yanında oldu, Millet İttifakı denilen “mağlup” yapının yanında.

Kendisiyle aynı çizgideki Fehmi Koru’nun yazılarını da takip ediyorum bir süredir.

Seçim öncesinde, birçok anket şirketi gibi hayli yanıldılar.

Ciddi ciddi Kılıçdaroğlu’nun kazanacağını düşünüyorlardı ama olmadı işte.

“Sessiz kitlelerin sandıktaki gücünü” çok iyi bilmesi gereken bazı yazarlar da, tıpkı CHP’liler gibi hayâl kırıklığına uğradı.

Şimdilerde…

“Masadan o kadar milletvekilliğini kazanarak kalkmak da epeyce bir başarı” diye düşünüyor olabilirler.

Neyse teselli ikramiyeleri, bedeli çok ağır, bu belli.

Onurlarına dokunuyor, Taşgetiren’in yazısında “aşağılanma” kelimesiyle ifade edilen muamele.

Fehmi Koru için bir şey demem ama, yıllar yılı “CHP zihniyetiyle mücadele eden” Ahmet Taşgetiren’in bu durumu sindiremediğini…

İçinden, çok ağır ifadeler kullanmayı geçirdiği ortada…

Bunu niçin yapmıyormuş?

Araya “taban”ı sokarak ileriye sürdüğü gerekçeye bakın siz:

“Aradaki hukuku korumak için!”

Süper!..

CHP ile aralarındaki hukuku korumak için, korkunç aşağılanmalara…

Ne ediyorlarmış?

O da “kadim” medeniyetimizden:

"Sabrediyorlar"mış!

X

Maziye bir bakıver…

Abdüllatif Şener’e bakıver, neydi ne oldu…

Ve, CHP’yle, Ahmet Taşgetiren’in “riskli” olarak nitelendirdiği ilişkilere giren diğerleri…

X

Hani var ya…

Bazen diyorum ki…

Hepsini, sosyal medyada kurduğum “Tabela Partisi”ne davet et!..

Gelsinler…

Bütün gerginliklerini alayım kendilerinin!

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar