Serdar ARSEVEN

Serdar ARSEVEN

Mail: [email protected]

Muhalefet Kendi Kendini Yiyor!

Muhalefet Kendi Kendini Yiyor!

“Muhalif takıldığını” her vesileyle dile getiren bir arkadaş…

Diyor ki…

“Ya Arkadaş!

Cumhurbaşkanı ne zaman sıkışsa, gündemdeki maddeler ne zaman kendisini bunaltsa, muhalefetten birileri çıkıyor ve adeta can simidi atıyor!.. İktidar yandaşı bir tanıdığım, ‘Onca mazluma kucak açtık aslanım, bunlar İlahı Yardım’ diyor ama… Ne bileyim, oluyor bir şeyler işte!”

Ne bileyim oluyor bir şeyler işte!..

Yani arkadaşımız biraz daha ileri gitse, “Muhalefetin tepesindeki isimler, bilerek ve isteyerek Erdoğan’a  çalışıyor!” diyecek!..

Hoş, çok daha acayipleri söylenmedi mi sanki…

Hatırlarsınız…

NATO Tatbikatı’nda, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin İlk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk ile doğrudan Millet oyu ile seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret edilince…

“Bunu da Erdoğan ayarladı!” diyecek kadar zırvalayanlar bile çıkmıştı.

Ne büyük bir güç;

Koskoca NATO Tatbikatı’nda, hem Atatürk’e hem de kendisine hakaret ettiriyor ve buradan “Siyasi Kazanım” elde ediyor!..

Yok, yok…

Durumlarını hiç iyi görmüyorum!..

Açık havaya çıkmaları, bizim ormanlara gidip derin derin nefes almaları, silkinip kendilerine gelmeleri gerekiyor!..

Hani geçtiğimiz günlerde, “Erdoğan’ın sağlık durumu kötü, gitti, gidiyor!” kampanyası şey etmişlerdi ya sosyal medyadan…

Allah sağlıklı ve uzun ömürler versin…

Sayın Erdoğan vefat etse, bunları bir arada tutan sebep de kalmayacak gibi…

İttifakları dağılacak!..

Cumhurbaşkanı’ndan nefrete bu kadar bağımlı olmak ne sıkıntılı bir durum.
Bir muhalefet partisi kendi fikriyâtı, kendi kadroları, kendi projeleri, kendi vaatleriyle öne çıkmalı değil mi?

Yok…

Varsa yoksa Erdoğan.

 

“Erdoğan kadar konfeti düşsün başınıza!”  diyen milyonlar…

*

Son günlerde yaşananlara bakın...

İyi Parti ağır toplarından Lütfü Türkkan Şehit Bacısı’na küfür etti.

 Feminist ifadesiyle “cinsiyetçi söylem”.

Şehit bacısına küfreden şahıs önce yaptığını inkâr etmeye kalkıştı, sonra çaresiz kabul etti.

Bunu yaparken de, küfür ettiklerini hedef almak gibi büsbütün çıkmaz bir yola girdi.

Sonra baktık, Teşkilat Başkanı, Şehit Bacısı’na küfredeni savunma babından, hakarete uğrayan camiaya yüklendi.

Sonra…

Türkkan, “Ben istemezdim, ama madem Genel Başkan böyle istedi, eh bari grup başkanvekilliğinden istifa edeyim!” yollu açıklamayla bir adım attı.

Milyonlar, “Devamı gelsin, milletvekilliğinden de istifa etsin!” derken…

Sayın Genel Başkan, o acayip, o  “Keskin sirke küpüne zarar!” dedirten ve uzun yıllar öncesinden tanıdığımız bir ‘Hanımefendi’ye asla yakıştıramayacağımız “malûm kelimeyi” kullanarak, “Zaten bunca düşmanımız var, yapmayın Allah aşkına!” diyen şehit yakınlarını üzdü.

*

Birçok vatandaşın “Erdoğan gitsin de ne olursa olsun ittifakı!” cümlesiyle işaret ettiği “muhalefet” iyice şaşırmış gibi.

CHP’nin “tezkere” oylamasında sırtını terör örgütüne dayadığını ilân eden HDP ile “dayanışma” içinde hareket ederek yerini iyice ortaya koyması…

Bir İyi Parti ağır topunun şehit bacısına küfretmesinin ardından yaşananlar...

Genel Başkan’ın grup konuşması…

Millet İttifakı’ndaki “kimlik bunalımı”nın iyice ortaya çıkması…

İbretlik olaylar.

Her birinde ne dersler var.

Nereye dokunsan bin ah işitiyorsun o tarafta.

Son vakitlerde, bazı CHP’lilerden şikâyet yüklü tepkiler geliyor.

“Kendi partimizde, kendi belediyemizde HDP’lilerden korkar olduk!” diyorlar.

Sıkıntılı bir durum, fırsat buldukça Anıtkabir’e gidip güzelce şikâyet etmelerinde fayda olabilir.

Bunun ötesinde ne yapılabilir, bilemiyorum.

Ne yapacaklar yani, Genel Başkan mı değiştirecekler?..

Çok sıkıntılı bir durum.

Küpün içinde ne varsa dışına o sızar.

Keskin sirke küpüne zarar.

Sinir Küpü,  Mutfak Tüpü.

Dikkatli olun, fena patlar!

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar