Serdar ARSEVEN

Serdar ARSEVEN

Mail: [email protected]

​Seçime doğru…Erdoğan mı, Kılıçdaroğlu mu?

​Seçime doğru…Erdoğan mı, Kılıçdaroğlu mu?

Her yerde bu soruyla karşılaştığımı tahmin edersiniz.

Öncelikle şunu ifade etmeliyim ki, KemalKılıçdaroğlu gibi, “bir liderde bulunması gereken özelliklere” sahip olmadığını en ateşli taraftarlarının bile kabul ettiği bir “eski bürokrat politikacı”nın bu soruyu sordurtması başarıdır.

“Dış desteklerle oldu, projeyle oldu, şer odaklarının el atmasıyla oldu” vesaire…

Ne derseniz deyin, bu başarı öyküsünden Sayın Kılıçdaroğlu da payını alır.

Projeyi tıkır tıkır yürütmek az başarımıdır yani?

*

Siz olsaydınız, İstanbul Büyükşehir seçimlerinde, Ulaştırma Bakanlığı, Başbakanlıkyapmış, CV’sinde bir kilometrelik dev icraat bulunan Binali Yıldırım gibi bir ismin karşısına Ekrem İmamoğlu gibi tanınmayan birini çıkartır mıydınız?

“O ismini duyurana kadar, diğeri atı alır Üsküdar’a geçer” diye düşünmez miydiniz?

Niçin saklamalı, uzun yıllardır Ankara’da yaşadığımdan olacak, ismi adaylık için geçene kadar Ekrem İmamoğlu’nu tanımıyordum.

Rahmetli Hasan KarakayaAğabey bir yazı kaleme almış yıllar evvel İmamoğlu hakkında, o da Beylikdüzü’ndeikâmet etmesinden dolayı.

Merhum Hasan Ağabey Beylikdüzü’nde değil de, Fatih’te otursaymış, hiç bahsini etmeyecekmiş İmamoğlu’nun…

Böylesine bilinmez bir adayı öne sürerek büyük risk aldı Kılıçdaroğlu.

Hatırlarsınız, ilk günlerde Binali Yıldırım en az16 puan öndeydi.

Sonra ne oldu?

Neticeyi biliyorsunuz…

“Efendim sandıklarda ne fırıldaklar döndü, efendim şer odakları birleşti, efendim şu oldu, efendim bu oldu…”

Geçiniz…

Atı alan Üsküdar’ı geçmedi mi?

Geçti!

*

Kemal Kılıçdaroğlu, Merhum Deniz Baykal’ın başını yiyen kaset olayından bu yana bir büyük projenin “başaktörü” olarak epeyce iş yaptı.

Gezi Sahnesi’ni bir hatırlayın lütfen, kimler vardı orada?

Sağcılar, solcular, ulusalcılar, LGBT’ciler, siyasal İslamcılar dediklerinin çeşitli tonları, muhafaza-Kârlar, PKK’lılar, büyük denilen takımların ateşli taraftar grupları, 28 Şubat’ın beşli çetesinin bir kısmı…

Orada yapılmak istenen iktidarı hemen alaşağı etmek değildi aslında.

Bir “Seçim İttifakı” hazırlığıydı oradaki!

Birbirlerine uzak duran kesimler, “ağaç, böcek, çiçek” bahanesiyle bir araya getirilecek…

Bir “sözde ortak amaç” etrafında toplanmaları sağlanacak…

Kesimleri birbirine yaklaştıracak bir “hoşgörü ve diyalog” ortamı oluşturulacak…

Birikmiş öfke ve kızgınlıklar, oralara yerleştirilmiş “fetöcü” kamu görevlilerinin orantısız güç kullanmasının da etkisiyle iyice tırmandırılacaktı…

Bir taşta kaç kuş:

Bir yandan ekonomiyi çökertiyor, siyasi iktidarı sarsıyorsunuz…

Diğer yandan Ak Parti içinde (daha sonra Abdullah Gül’le birlikte hareket eden Ali Babacan ve ekibinin ayrılmasına sebebiyet verecek olan ) tartışmalara yol açıyorsunuz…

Dış Dünya’daki Türkiye ve Erdoğan algısını iyice karartıyorsunuz…

Çok farklı renklerdeki oluşumları bir alanda birleştirip, “Bu işbirliği seçimlerde ne yapar?” sorusuna “alan araştırmasıyla” cevap arıyorsunuz…

***

Bu sandıkta sonuç üreten bir projeydi.

Kılıçdaroğlu’nun “Adalet Yürüyüşü” dediği eylemi büyük ses getirdi.

Dikkatlerin üzerinde toplanmasını sağladı CHP Genel Başkanı.

*

27 Haziran ve Yerel Seçim sonuçları, “Kaset Olayı” ile başlayan, Gezi Olayları ve FETÖ karmaşasıyla devam eden sürecin sandıktaki yansımalarıydı.

Bugün gelinen noktada, “kazanamayacak aday” denilen Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan karşısında ne kadar şansa sahip olduğu ikide bir soruluyorsa bize, proje “uygun adım” ilerliyor demektir!..

Şöyle veya böyle…

Tantanayla, sancıyla, krizle, dış destekle bugünlere kadar getirdi Kılıçdaroğlubu işi…

Masadaki en büyük rakibine de, gördünüz, nasıl diz çöktürdü.

Yandaş ve de fondaş yarı aydınlarından “Sadullah Erginleri içimize sindiremiyoruz!” yollu çıkışlar gelse de…

“Onu bunu bırak, oyunu kime vereceksin?” sorusuna verilen cevapları biliyorsunuz…

“Her şeye rağmen Kılıçdaroğlu” diyorlar…

*

Şimdi diyebilirsiniz ki…

Bizim vatandaşımız, patates-soğan ile, kıyma-pirzola ile milli çıkarları, beka meselesini asla kıyaslamaz…

Bazı şeyleri beğenmese de, kızsa da götürür oyunu, Türkiye’yi 21 yıl öncesiyle kıyaslanamayacak kadar geliştiren…

Yedi düvele meydan okuyan…

Başta ABD- ve İsrail olmak üzere bütün terör destekçisi devletlere hadlerini bildiren…

“Bir gece ansızın gelebiliriz!” dedim mi, bir gece ansızın geliveren…

Savunmada, otomotiv sanayinde, enerjide, ulaştırmada dev adımlar atan Recep Tayyip Erdoğan’ı değil de, Kemal Kılıçdaroğlu’nu mu tercih edecek?

Onu sandıkta göreceğiz kısmet olursa.

*

İzmir örneğini biliyorsunuz;

Güzelim şehir pis kokular yüzünden yaşanamaz hale gelse de, oyunu CHP’ye veren “ekseriyet” var orada.

CHP seçmeninin tamamına yakını böyledir.

“Teskereye ret oyu verdi, her milli projeye cephe aldı, Kandile iyice yanaştı, Atatürk’ün kemiklerini sızlattı!” vesaire…

Bunları geçiniz…

CHP seçmeninin nabzını tutmak için yöneltilen sorulara verilen cevaplar şunu gösteriyor ki, yüzde 25’in neredeyse tamamı Kılıçdaroğlu’na oy verir.

Siz yüzde 25 deyin ona.

HDP’den yüzde 8-9 giderKılıçdaroğlu’na, iyi Parti’den yüzde 6, diğerlerinden ise yüzde 3 ya da 4.

Şöyle böyle, yüzde 42 ile yüzde 44 arasında bir şey.

Kılıçdaroğlu’nun ilk turdaki tavan oy oranını yüzde 44 olarak görüyorum şu an itibariyle.

Taban yüzde 42’mi onu kestiremesem de, yüzde 42 beklenir oran, yüzde 44 sürpriz olmaz.

Erdoğan’a gelince…

Orada, partilerin teker teker etkisinden ziyade “Karizmatik Lider” etkisine bakmak gerekir.

Ben, Sayın Erdoğan’ın sadece şahsı için verilecek oyun yüzde 42 olduğunu düşünüyorum.

Bunun üstüne kim ne kadar koyar, başka partilerden ne kadar gelir, teşkilât rüzgârı ne kadar eser…

Muhalefet, Sayın Erdoğan’a avantaj sağlayan saçmalıklarına ne kadar devam eder, kestirebilmek mümkün değil.

Şöyle ifade edeyim, şu an itibarı ile…

Seçimin, Erdoğan’ın birinciliğinde ikinci tura kalma ihtimali az değil.

Sayın Erdoğan her iki seçmenden birinin oyundan fazlasını alabilir mi?

Alabilir.

Sayın Kılıçdaroğlu’nun Sayın Erdoğan’dan önde olduğu algısını oluşturmaya çalışan hedefleyen anket sonuçlarına itibar etmiyorum.

“Sayın Erdoğan, ilk turda açık ara bitirir” diyenlerin değerlendirmelerini de ihtiyatla karşılıyorum.

*

Seçim ikinci tura kalabilir.

Böyle bir durumda da, Meclis’e kimin ne kadar milletvekili getirebildiğine bakılır…

Milletvekilliği seçimini kazanan, diğerinde de avantaj elde eder.

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar