Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla yayımlanan “televizyonlara çeki düzen” genelgesinde, “ailenin, çocukların ve gençlerin” korunmasını emreden Anayasa maddelerine dikkat çekiliyor.
Medya aracılığıyla milli ve manevi değerlerimizi yıpratmaya, aile ve toplum yapımızı temelinden sarsmaya yönelik açık veya örtülü faaliyetlere karşı Anayasaya, kanun ve ilgili “diğer mevzuatla” düzenlenen müeyyidelere işaret ediliyor...
Gereğinin yapılacağının altı çiziliyor.
Bir de…
Aile, genç ve çocuk dostu yayınların teşvik edileceği belirtiliyor.
Güzel bir adım…
Hayli zamandır “özellikle medya yoluyla” çok yaman bir “oyun”un oynandığına…
Çok “yaman” bir “tezgâhla” karşı karşıya bulunduğumuza…
Aile yapımızın hedef alındığına…
Kirli karakterlerin ve kirli hayat tarzlarının övüldüğü diziler, programlar, reklâmlar aracılığıyla toplumun “felâkete” sürüklenmek istendiğine dair nice yazı kaleme aldığımızı, nice konuşma yaptığımızı ve nice paylaşımda bulunduğumuzu bilirsiniz.
Bundan dolayı “hedefe yerleştirildiğimizi” ve “örtülü operasyonlara” maruz kaldığımızı da ya bilirsiniz ya da tahmin edersiniz.
İşi “goygoyculuk”la, “slogancılıkla” götürmek ve “İki kulplu kazan, tut bin ucundan sen de kazan” zemininde “menfaatlerimize” bakmak yerine…
“Dostlar!..
Ailemizin zemini kayıyor!..
Ne yapıyoruz Allah aşkına biz!..
Nedir bu haller!” dediğimiz için kızanlar olacaktır elbette…
Neyse, biz yıpransak da…
“Örtülü operasyonlara” maruz kalsak da, yazdıklarımız, söylediklerimiz, paylaştıklarımız halka halka yayılıyor ve farkındalık oluşmasına katkı sağlıyor demek ki…
Sayın Erdoğan’ın imzasıyla yayımlanan Genelge, emeklerimizin hepten de boşa gitmediğini gösteriyor.
Bizi yakından takip edenler bilirler..
Bazı yazılarımızda, Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare
Kurulu’nun bir toplantısının ardından yapılan açıklamanın üzerinde epeyce durmuştuk.
Deniyordu ki orada:
“Aile yapısını sarsmaya yönelik saldırıların giderek yaygınlaştığına değinilen toplantıda, özellikle medya yoluyla dayatılan çarpık bireysel ve toplumsal ilişki biçimlerinin ve gençlerin önüne rol model olarak çıkarılan örneklerin, önce aileyi hedef aldığı, medeniyet ve kültür kodlarımızla taban tabana zıt fikirlerin, hayat tarzlarının sürekli olarak yüceltilmesinin ve özendirilmesinin oyunun bir parçası olduğu belirtilmiştir!”
Evet,
Cumhurbaşkanlığı Makamı, “ülkemiz” üzerinde özellikle “bazı televizyonlar” aracılığıyla bir “oyunun” oynandığını görüyor.
“Televizyonlara Çeki Düzen Genelgesi” de bunu gösteriyor. Şimdiii…
Gelelim neticeye:
Madem ki ortada böylesine “organize” bir faaliyet var…
Buna “Dur!” demek Devlet’in Anayasal görevidir.
Ortada böylesine “organize işler” varsa, böylesine “berbat” bir “organizasyon” varsa…
Ki, olduğunu bizzat Devlet’in zirvesi söylüyor…
Bizim gibilerin yapması gereken, -bugüne kadar yaptığımız gibi- ikazlarda bulunmak, “yöneticilerin dikkatlerini çekmeye çalışmak”tır.
Yöneticilerden beklenen ise “tespitle” iktifa etmemek,
“bu oyunu” bozmak için gerekenleri yapmaktır.
Zira bu mesele…
Malûm,
“Beka Meselesi”dir!
Öyleyse…
Biraz daha somuta gelmek gerekecektir.
Mesela…
Bazı “dizilerde” öyle sahneler görüyoruz ki…
Ailelerimize dinamit, çocuklarımızın ve gençlerimizin ruh sağlıklarına dinamit!..
Bir elleri yağda, bir elleri balda, köşklerde yalılarda, mâlikânelerde yaşayan “tipler” arasındaki bütün çarpık ilişkiler, özendirile bezendirile sahneleniyor!..
Özellikle geçim sıkıntısı çeken ailelere mensup gençlerin “kafayı yememeleri” neredeyse imkânsız!..
O dizilerdeki ilişki modelleri bir raporlansa da, Sayın Cumhurbaşkanı’na arz edilse…
Bir de gündüz kuşağı programları var…
Bazılarında ne çarpık ilişkiler, ne berbat sahneler…
Ha bire DNA testleri!
Sanırsınız ki ülkemiz, babalarının kim olduğunu bilmeyenlerin ülkesi!..
Bazı gündüz kuşağı programlarında, hayatları sırf o yayınlardan dolayı alt üst olan gençler, çocuklar var…
Bir kitabını yazsam olay olur, neler neler var…
Birileri, “İzleyen olmasa, bu türden programlar da yapılmaz!” diyor!..
Hayır efendim, “teşvik etme”, “özendirme” denilen bir şey de var!
İnsanların zaaflarını derinleştirip “piyasa yapmak” diye bir şey de var!
*
Ekranlarda “şiddeti, terörü, hedonizmi, israfı” teşvik eden nice program görüyoruz.,,
Facebook Yorum
Yorum Yazın