Doğu Türkistan bizim hem ırk hem de dinsel anlamda kardeşimiz olan bir bölge. Sebep her ne olursa olsun Çin devletinin Doğu Türkistan'da ki zulümlerine sessiz kalınamaz.
Türkiye bütün mazlumların, ezilmişlerin, hor görülmüşlerin sığınağı olan Türkiye, İslam'ın ve bütün İslam coğrafyasının son kalesidir.
Bugün dünyanın dört bir tarafında sırf inançlarından dolayı zulüm gören insanlar ve milletler var. Dün Fransa'nın zulüm ettiği Cezayir'den bugün Arakan'a, Doğu Türkistan'a varan halkı Müslüman olan bütün insanlığı zulüm hiç durmaksızın devam ediyor. Zulüm kimden gelirse gelsin zulüm zulümdür, zulmü yapanda zalimdir.
Bugün İsrail'in Filistinlilere, Mısır'da darbeci Sisi'nin İhvan hareketine, Amerika'nın dünyanın değişik bölgelerinde yaptığı zulümlere bakacak olursak, akan kanın sadece mazlumlara ait olduğunu görürüz.
Ancak dünyanın değişik bölgelerinde sırf dinlerinden dolayı zulüm gören insanlığa yetişemiyoruz. Bugün Filistin'e, Suriye'ye, Mısır'a olan duyarlılığımızı maalesef Doğu Türkistan'a gösteremiyoruz. Peki neden Türkiye Doğu Türkistan'a bu kadar sessiz ve duyarsız kalıyor?
Zamanın Başbakan'ı Binali Yıldırım bir soru üzerine şu sözleri söylemişti. "Doğu Türkistan konusu çok hassas bir konu. Bizim bu konuda düşüncemiz çok açık ve net. Çin’in egemenliği, toprak bütünlüğü bizim için çok önemli. Doğu Türkistan soydaşlarımız, kardeşlerimiz var ama teröre bulaşırlarsa, toprak bütünlüğü, egemenlik haklarına açıkça karşı çıkarlarsa biz onlara olumlu bakmayız." Bu açıklamaya bakılırsa sanırsınız zulmü Çİn devleti değilde Doğu Türkistan halkı yapıyor. Dönemin Başbakan'ı Binali Yıldırım acaba neden Çin devletine tek bir söz dahi etmiyor, edemiyordu?
Yine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Temmuz ayında Çin'e yapmış olduğu ziyaret esnasında Çin devlet televizyonu Erdoğan'ın söylediklerini, "Çin'in Sincan bölgesindeki insanların Çin'in gelişimi ve refahı içinde mutlu bir yaşam sürdüğü bir gerçektir. Türkiye, Türk-Çin ilişkilerindeki uyumu kimsenin bozmasına izin vermez. Türkiye aşırılığa kesin bir şekilde karşıdır ve Çin ile karşılıklı siyasi güveni ve güvenlik işbirliğini güçlendirmeyi arzu etmektedir" diye aktarmıştı. Acaba Cumhurbaşkanı Erdoğan dünyanın gözü önünde olan bu soykırıma ve işkenceye karşı neden bu kadar uzak kalmıştı?
Doğu Türkistan bizim hem ırk hem de dinsel anlamda kardeşimiz olan bir bölge. Sebep her ne olursa olsun Çin devletinin Doğu Türkistan'da ki zulümlerine sessiz kalınamaz.
Türkiye'nin Çin devletinin Doğu Türkistan'a yaptığı zulümleri görmezden gelmesinin sebepleri acaba Çin'den alınan krediler olabilir mi? Öyle ya borç alan emir alır. Türkiye, Berat Albayrak'ın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı döneminde 3.6 milyar dolar kredi almıştı. Şimdi de yine Çin'den Üçüncü köprüden geçecek olan tren yolu için kredi alacak.
Çin'den alınan bu krediler Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin kanından ne kadar daha değerlidir.? Ümmetin lideri olmak kolay değildir. Ümmetin lideri Dicle'nin kenarında bir kurt bir koyunu yese onun hesabı Ömer'den sorulur düsturu ile hareket etmelidir. Ümmetin lideri olmak dişini geçirdiğine söz etmek dişini geçiremediğinin karşısında susmak değildir. Ümmetin lideri sözle değil icraatla olur.
Kesinlikle unutulmasın ki, Türkiye tüm dünya mazlumlarının son kalesidir.
Selam ve dua ile...
Yorum Yazın