Mikdat ERTEM

Mikdat ERTEM

Mail: [email protected]

AİLE PSİKOLOĞU YASASI DERHAL ÇIKARILMALIDIR VE TOPLUMUMUZ EĞİTİLİP REHABİLİTE EDİLMELİDİR.

Ülkemizde uzun zamandır devam edegelen terör, ekonomik problemler, toplumsal yozlaşmaya sebep olan Lanzarote Sözleşmesi, Cedaw Sözleşmesi, İstanbul Sözleşmesi, 5.kol faaliyetleri ve nihayet Pandemi halkımız ve toplumumuz üzerinde maddi manevi önemli oranda olumsuz yıkıcı sonuçlar doğurmuştur.

Ekranlardan sürekli olarak verilen hastalık haberleri, dehşetli ölüm haberleri, cinayet ve gasp haberleri, aldatmalar, etik ve ahlâktan yoksun sabah programları, 3.cins farklı eğilimlerin gündeme getirildiği sözde eğlence ve yemek programları, medya ve sosyal medyada bir çok oyun,dizi ve eğlence adı altında yapılan manipülasyonların tümü, insanımıza özellikle de gençliğimiz ve kadınımıza yönelik yürütülen sinsi ve sistematik kirli bir savaşın iz düşümleridir.

Günümüzde uzun süredir Korku, Kaygı ve Öfke altında yaşayan toplumumuz başta Depresyon olmak üzere, Kronik Stres ve Anksiyete ( Kaygı Bozukluğu ) gibi pek çok psikiyatrik hastalıklar yaşamaktadır. Tüm bunlara ekonomik problemler ve yetersiz beslenme de eklenince halkımız özellikle son senelerde Kanser, Kalp Krizi ve Dolaşım Sıstemi Bozuklukları başta olmak üzere pek çok kronik hastalıkla da mücadele etmek durumunda kalmıştır.

Mevcut durum ve bu veriler asla tesadüfi olarak ortaya çıkan sonuçlar olmamıştır. Zira

günümüzde savaşlar meydanlarda değil, zihinlerde ve bilâkis insan bedeninin içerisinde ( Psikoterör ve Biyolojik Savaş ) olarak kurgulanıp yönetilmektedir. Dolayısıyla ülkemizde ortaya çıkan bu yıkıci sonuçlara yönelik, terörle mücadeleye verilen önemden çok daha fazla önem verilmeli ve gereken önleyici müdaheleler ivedilikle bir an önce yapılmalıdır.

Zira sürekli Kaygı, Korku ve Öfke altında yaşatılan toplumlarda 5 önemli yıkıcı sonuç ortaya çıkar.

1 - Toplum uzun vadede Hastalanır, her türlü hastalık artar.

2 - Suç ve suçlu artar

3 - Aile Içi iletişim bozulur, çatışmalar artar Boşanmalar çoğalır.

4 - Alkol ve Madde bağımlılığı artar, buna bağlı olarak Fuhuş patlar.

5 - Üretim düşer, işsizlik çoğalır.

Şimdi bu olası sonuçları ülkemiz somut verilerinde bir kaç örnekle incelemeye çalışalım.

* DSÖ ve TUIK 2019 verilerine göre ( Pandemiden önce ) ülkemizde sadece bir yıl içerisinde hastanelere yapılan hasta başvuru sayısı 1 milyar kişi olmuştur. Bu süre zarfında bu hastalara yazılan ilâç kutu adedi 2 milyar 370 milyon kutu olarak gerçekleşmiştir. Bu ilaçların ortalama 60 milyon kutusu ise Antidepresan gurubu psikiyatrik ilâçlardan oluşmaktadır.

* Türkiyede toplam 375 cezaevi bulunmaktadır ve bunların 178 adedi son 15 yılda yapılmıştır. 2021 Bütçesine yapılması kararı alınan 39 yeni cezaevinin inşa bedeli eklenmiştir. Cezaevi sayısındaki dramatik artış suç ve suçlunun ne oranda arttığının en önemli göstergesidir.

Cezaevlerinde 2010 senesinde toplam 120 bin mahküm bulunuyorken, bu sayı 2019 da 292 bin kişi olarak gerçekleşmiştir. Emniyet Genel Müdürlüğü verilerine göre birinci suç türü

% 600 artışla Hırsızlık suçu olmuştur. Hırsızlık suçunu işleyenlerin ise % 75'i ise yirmi yaş altı gençlerden oluşmuştur.

* Adalet Bakanlığı 2019 verilerine göre adliyelerde biriken toplam dosya sayısı 31 milyon beş yüz bin adet olurken, sadece 2019 senesi dava dosyası sayısı 9 milyon beş yüz bin adet olmuştur. 2001 de toplam 92 bin çift boşanmış iken, 2019 da toplam boşanma adedi 156 bin beşyüz olarak gerçekleşmiştir.

* Türkiyede 2020 senesinde tüketilen alkol oranı 1 milyar 8 milyon 180 bin litre olmuştur.

Örneğin Ülkemizde 2004 senesinde tüketilen viski oranı 1 milyon 911 bin litre iken, 2019 senesinde bu oran 10 milyon 176 bin litreye yükselmiştir. Ülkemizde ergenlerin % 12 si alkol kullanımı bulunmaktadır.

Ülkemizde ortalama 1 milyon 700 bin civarında madde bağımlısı ve 3 milyon civarında da şans oyunları, bahis ve kumar bağımlısı bulunmaktadır.

Ülkemizde 2020 itibarı ile 150 bin civarında hayat kadını bulunuyorken , bunların 15 bini tescilli durumdadır, vesika bekleyen hayat kadını sayısı 30 bindir. 56 genelevinde resmi olarak çalıştırılan hayat kadını sayısı ise 3 bin civarındadır.

* Ülkemizde başta tarım ve madencilik olmak üzere pek çok sahada üretim düşüklüğü yaşanıyorken, TUİK verilerine göre toplam işsiz sayısının 4 milyon yüzbin olduğu ifade edilmiştir. Oysa resmi ve gizli işsiz oranının 10 milyon kişi civarında olduğu tahmin edilmektedir.

Yukarıda somut bir kaç örnekte de görüldüğü gibi ülkemizde uzun dönem yürütülmekte olan 5. Kol faaliyetleri ve Psikoterör yöntemleri ile

TOPLUM ÖNEMLİ ÖLÇÜDE HASTA EDİLMİŞTİR

SUÇ PATLAMIŞTIR VE BAĞIMLILIKLAR ARTMIŞTIR. KUMAR , FUHUŞ ÖNEMLİ ORANDA ARTARKEN , ÜRETİM DÜŞMÜŞ İŞSİZLİK DRAMATİK SEVİYELERE ULAŞMIŞTIR.

Tüm bu hayati sebeplerden dolayı, tüm bu dramatik sonuçlara muhatap edilen halkımız, fert fert, birey birey derhal rehabilite edilmeli ve bir an önce sağlığına kavuşturularak ayağa kaldırılmalıdır.

Aksi takdirde toplumsal ruh sağlığı ciddi oranda bozulmuş olan ülkemizde bu kaotik pilânlı yıkımların önü asla alınamayacaktır.

Hayati bir dokunuş olarak aciliyetle, ülkemizde uygulanan Aile Hekimliği Uygulaması'nda olduğu gibi her bir aileye, her bir ferdimize nasıl bir Aile Hekimi vermiş isek, yine her bir aileye her bir ferde aciliyetle bir Aile Psikoloğu atamamız gerekmektedir. Nitekim gelişmiş pek çok batılı ülkede bu durum Önleyici Tıp kapsamıda bu şekildedir. Insanlarını hastalanmamaları için, sağlıklı, bilinçli ve üretken bireyler olmaları için desteklemektedirler. Başarı ve gelişmişlik hiç bir zaman tesadüflerle oluşmamıştır. Olması gereken de budur. Partimizin halkımıza en büyük vaadi de bu olmalıdır. Tüm toplumu sıfırdan ve yeniden eğitmek, şuurlandırmak, rehabilite etmek ve ayağa kaldırmak. Halkımızı muhatap olduğu tüm bu yıkım psikolojilerinden korumak ve kurtarmanın başka bir yolu da yoktur. Gelişme, üretim ve geleceğe güvenle bakabilme toplumu hazırlayacak olan bu PSİKOLOGLAR YASASI VE UYGULAMASI'na bağlıdır. Derhal Psikologlar Yasası çıkarılmalı ve bu görev tanımı yapılmalıdır. Her bir fert çocukluğundan itibaren ücretsiz olarak psikologlarla ele alınıp sağlıklı bir gelişim programı ile takip edilmelidir. Anne ve Babaların her bakımdan eğitilmesi ve rehabilite edilmesi, yukarıda bahsi geçen sinsi çalışmaların etkisini yıkacağından bu müdahale ülkemiz açısından hayatı önem arzetmektedir. Aksi halde kendini savunamayan bilinçsiz bir toplum, hasta ve suçlu bir toplum sonucundan asla kurtulamayacağımız gibi yeni nesilleri de kaybetme riski ile karşı karşıya kalacağız.

PSIKOLOGLAR YASASI VE HER BİR AİLEYE BİR PSİKOLOG uygulaması ülkemizin ve insanımızın en hayâti ihtiyacıdır. Bundan dolayı bu hayati ihtiyacı gidermek için bir an önce ülke olarak harekete geçmeli ve rehabilitasyonu bir an önce başlatmalıyız.

Selâm ve dua ile....

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar