Doğan BEKİN

Doğan BEKİN

Mail: [email protected]

BOĞAZİÇİ’NDE KAOSUN YAPI TAŞLARI YENİDEN DÖŞENİYOR

Bebek Protestan Misyon Semineri’ne bağlı olarak Cyrus Hamlin ve Christopher Robert tarafından 1863 yılında kurulan ve yurt dışında faaliyet gösteren ilk ABD Okulu olma özelliğini taşıyan Robert Koleji’nin ana yerleşkesi üzerine 1971 yılında faaliyete başlayan Boğaziçi Üniversitesi’nde sular bir türlü durmak bilmiyor.

 

Şimdiki Boğaziçi Üniversitesi’nin ana temelini oluşturan Robert Koleji; Osmanlı toplumsal bütünleşmenin ana eksenini oluşturan ‘Pax-Ottomania’(Osmanlı Barışı) anlayışını törpüleyip farklı fay hatlarına bölmeyi amaçlayan ve bu nedenle “değişim ve gelişim”(change and evolution) amacıyla Osmanlı Devleti’nin farklılıklardan müteşekkil müteammim cüzünü oluşturan 18 farklı milliyet ve 12 farklı dili bir araya getirip onları kendi amaç doğrultusunda yetiştirmekte baş at görevini yüklenmiştir.

 

Söz konusu okulun kuruluşundan itibaren aradan 158 yıl geçmiş olmasına rağmen, bu üniversitenin kuruluş ruhunu oluşturan “değişim ve gelişim” kurgulu misyonerlik zihniyetli anlayışının hala inisiyatifi elinde tutmaya çalıştığını görmek mümkündür.

 

Boğaziçi Üniversitesi’nde belirli amaca yönelik ortaya konulmaya çalışılan sinsi plan ile oluşturulmaya çalışılan bilinçsel ve zihinsel kirliliğe tüm Müslümanların kutsalı olan Kâbe-i Muazzama’nin ana hedef olarak alınması son derece vahim bir gelişmedir.

 

Müslümanlar arasındaki birlik ve beraberliğinin ana merkezini oluşturan ve tüm İslam coğrafyasından farklı, dil, milliyet ve mezhep mensuplarının farklılığı zenginlik gören anlayışla barış ve kardeşlik ruhunu pekiştirmek adına bir araya geldiği Kâbe-i Muazzama resminin bir avuç kişi tarafından Boğaziçi Üniversitesinin önüne serilmesi İslamofobia anlayışının bir örneği olmaktan çok, bu üniversitenin yapı taşını oluşturan Cyrus Hamlin ve Christopher Robert’in asıl ana zihniyetinden hareketle, sözde barış, adalet, demokrasi ve özgürlük adı altında dehşet dengesi içerisinde gizli kalan ve ana hedef olarak İslam’ı hedef olarak gören asıl resmin ayrıntılı tamamını görebilmek önemlidir.

 

Sonuç olarak, Kâbe-i Muazzama resmi üzerine Şahmeran’ı yerleştiren pagan zihniyetli bu anlayışın, şiddet döngüsünü harekete geçirmeyi amaçlayan ve bu doğrultudan hareketle sinsi bir plan çerçevesinde tüm Müslümanların dokunulmazı olan Kâbe-i Muazzama'yı hedefleyen bir avuç insanın saldırgan tutumlu çetrefilli ve muğlak düşünce atlasıyla yaptıkları kışkırtıcı ve toplumun birlik ve dirliğine yönelik kışkırtıcı tutumu şiddetle telin ediyoruz.

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar