Adnan ÖZ

Adnan ÖZ

Mail: [email protected]

D-8’İN ÖNEMİ BİR KEZ DAHA ORTAYA ÇIKTI!

Bir kez daha anladık ki BM dahil hiçbir uluslararası kuruluş veya ülke, herhangi bir Müslüman ülkeden yapılan zulümlere ve ölümlere çare olmuyor.

Yaklaşık iki milyar nüfusa sahip Müslümanların yaşadığı ülkelerde sürekli kan akıtılıyor. Bu ülkeler sürekli sömürülüyor ve sürekli gözyaşı dökülüyor ve fakat bu duruma Müslüman ülke yöneticileri de dahil yaklaşık iki yüz ülkeden bir çare, bir çözüm çıkmıyor.

Oysa Müslümanlar kendi dertlerini çözecek bir sistemi ve bir birlikteliği çoktan kurmalıydılar.  Aslında D-8 kurulduğu zamanki etkinliğini sürdürebilseydi ve planlanan projeler hayata geçirilebilmiş olsaydı bugün belki de İsrail Filistin de döktüğü kanı dökmeye cesaret edemezdi.

Ve fakat öyle bir süreç yaşandı ki Erbakan Hocam dahil D-8’in kuruluşuna imza atan bütün siyasi liderler çeşitli gerekçelerle birer birer koltuklarından oldular.  Maalesef ki bu idarecilerin halefleri de D-8’in devamı için pek bir şey yapmadılar ya da seleflerinin başına gelenleri bildikleri için bir şey yapamadılar.

Bugün gündem Filistin de yaşanan zulümler ama Doğu Türkistan’dan Yemen’e, Suriye’den Libya’ya İslam coğrafyası sürekli huzursuzluk içinde çırpınıyor.

Bugün gelinen noktada azgın Siyonistlere karşı bütün dünya devlet ve uluslararası kuruluş yöneticileri adeta üç maymunu oynuyor. Halk bazında ise hemen hemen dünyanın her yerinden yeterli olmasa bile tepkiler geliyor.

Bugün Filistin de İnsan olanın sessiz kalmaması gereken bir yıkım ve kıyım yaşanmakta. Elinde taş ile hayatını ve kutsalını korumaya çalışan çocuklar ile çocuk yaşlı demeden insanlara kıyan, yaşam alanları ve ibadethaneleri yıkanları itidale çağırmak en basit ifadeyle alçaklıktır.

Azgın ama bir o kadar da korkak İsrail askerleri elinde silahlarla saldırıyor. Müslümanlar ise silahsız ve sadece canını korumaya çalışıyor fakat bu şartlarda bile itidal çağrısı yapılıyor. İtidal çağrısı yapmak ikiyüzlülüğün zirvesidir.

İsrail zoru görünce ateşkes sağlandı ama Siyonist İsrail’e ne kadar güvenilir o da başka bir muamma. Biz, Müslüman insanlar olarak bir sınav veriyoruz belki gidip İsrail ile savaşma imkanımız yok ama yapabileceklerimiz var. Her platformda İsrail’in zalimliklerini haykırmalıyız.

Filistinli kardeşlerimizin nakit paraya, ilaca, teknoloji cihazlarına ve gıdaya ihtiyaçları olacak. Herkesin gücü nispetinde yardım göndermesi kendi imtihanıdır fakat kutsalımız dediğimiz Kudüs çok yalnız kalıyor. Yıllık ortalama beş milyon insanın ziyaret ettiği Filistin topraklarına giden Müslüman sayısı maalesef ki yüz bin kişiyi bile bulmuyor. Bu nasıl bir kutsallık?  Bu nasıl kutsala sahip çıkma anlaşılır gibi değil.

Evet beyler Kudüs sadece Arapların kutsalı değil bütün İslam aleminin kutsalıdır. Peygamber efendimizin Kudüs için “Namaz kılmaya gidin.” diye tavsiyesi de unutulmamalıdır. İslam denince akla ilk olarak Türk geliyorsa, Türklerin Kudüs’e daha fazla sahip çıkması gerekmez mi?

Allah CC bizleri zalimlere karşı duran, Kudüs’ün özgürleşmesine katkı veren ve imtihanı verenlerden eylesin. Allah CC nurunu tamamlayacaktır. Filistin mutlaka özgürlüğüne kavuşacaktır. İsrail pasaportuna sahip Arap gençler, Gazzeli şehadet hayaliyle yanan gençler ve Kudüs’ün namusunu koruyan yürekli gençler bu işi başaracaklar.  İnşallah bizlere de katkı vermek nasip olur.

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar