Adnan ÖZ

Adnan ÖZ

Mail: [email protected]

GÜZEL ŞEYLER DE OLUYOR

Haftalardır ekonomi ile ilgili ve ilişkili konuları yazıyor çiziyoruz. Tabii ki ekonomist değiliz ama yaşadıklarımız ve ekonominin vatandaşa ve esnafa yansımalarını yani bu işin tekniğini bilmesek de ruhunu biliyoruz. Sıkıntılı bir süreçten geçtiğimiz aşikar. Bu sıkıntı sadece bu günün getirdiği sıkıntılar değil. Yaklaşık 300 yıllık sıkıntıların yansıması.Pandemi olmasaydı belki üç beş yıl sonra bu sıkıntıları yaşayacaktık.

Pandeminin dünyaya getirdiği durum her ülke gibi Türkiye’yi de etkiledi. Pandemi döneminde “çok güçlü ve gelişmiş,” diye düşündüğümüz ülkelerin bile nasıl çaresiz kaldığını hep birlikte gördük.

Türkiye ekonomik olarak çok güçlü olmasa bile sağlık alanında yaptığı yatırımlar ve yetişmiş insan gücünün fedakarçalışması sayesinde sağlık yönünden süreci iyi yürüttük diyebiliriz.

Ekonomik olarak ise ancak günü kurtaran ülkemiz bazı konularda insanlara yeterli desteği sağlayamadı. Sanayi alanında üretim durmadığı için o alan çok sıkıntı çekmedi ama hizmet sektörün çalışanı ve işvereniyle çok büyük sıkıntılar yaşadı. Birçok işyeri de maalesef el değiştirdi.

Çok şükür her alanda toparlamaya başladık. Dünyada yaşanan hammadde ve arz eksikliği ülkemiz için bir fırsat olabilir. Hammaddeyi üretip, üretim kapasitesini artırabilirsek bu krizden faydalanarak çıkabiliriz.

Bunun için devlet özellikle ihracat yapan ve yapabilecek sektör ve firmalar üzerinde ivedi bir çalışma yapıp bu firmalara özel destek ve teşvikler uygulamalıdır. Dünya pazarındaki bu arz boşluğunu doldurmak için fırsatları mutlaka değerlendirmeliyiz.

“Güzel şeyler de oluyor,” dedik. Türk Devletler Teşkilatı’nın kurulması bunlardan birisi ve Afrika ülkelerinin ülkemizde toplanması, Afrika’nın sömürgeden kurtulmak için verdiği mücadele ve gelinen noktada ticari hacmimizdeki artış geleceğe ümitle bakmamızı sağlıyor.

Güzel çok örnek var ama birinden bahsedelim. Ülkemizde kağıt üretimi neredeyse yok gibiydi. Kağıt ve türevlerini hep ithal ediyorduk. Aydın’a çok büyük bir kağıt fabrikası kuruluyor. Yıllık ithalatımız 300 milyon dolarmış. Bu ihtiyaç karşılanıp 200 milyon dolar da ihracat yapılacakmış. Hammadde olarak hurda kağıt kullanılacakmış. Hurda kağıdın %75’i ülkemizden, kalan %25’i de ithal edilecekmiş.

İşte budur; ithalatı kısacak yatırımlar yapılmalıdır ki, cari açığı kapatabilelim. Bunun gibi yeni yeni fabrikaların kurulduğunu duyuyor ve seviniyoruz. Bu yıl turizm gelirlerini de düşünürsek İnşallah ithalat ihracat dengesini sağlanıp artıya geçeriz.

Kapasite artıran firmaların çalıştıracak eleman bulamadığı bilgisi hepimizin malumudur. Gençlerimizi uzun vadede meslek liselerine yönlendirme mutlaka olmazsa olmazımız olmalıdır. Ve fakat bugün işsiz olan milyonlarca üniversite mezunu gencimizi bu üretim alanlarında değerlendirmek zorundayız.

Mühendislerimiz zincir marketlerde tezgahtar ya da kasiyer olmayı sanayide üretime katılmaya neden tercih ediyor anlamakta güçlük çekiyoruz? Markette ömür boyu asgari ücretle çalışacaklar. Oysa sanayide bugün asgari ücretle işe başlasalar bir yıl sonra kalifiye eleman olup ona göre maaş alacaklar.

Samsun özeline gelirsek Samsun Valisi Sayın ZülkifDağlı açıkladı, 2021 yılında 45bin kişi istihdam edilmiş. Bu yeterli mi? Tabii ki değil ama sanayide kapasite artırımına gidecek firmalarımız yatırımlarını bitirince bunun en az iki- üç misli daha fazla insanın istihdam edileceğini biliyoruz. İnşallah güzel günler gelecek fakat şu unutulmamalı ki çalışmadan üretmeden olmaz. Bu böyle biline.

“Bu zamlara rağmen nasıl ümitli olabiliyorsunuz?” diyorlar. Onu ve zamları da inşallah haftaya yazalım.

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar