HERŞEY MADDİYAT MI?

Kurban bayramı süresince çalıştığım kurum uhdesinde Afrika bölgesinde Kenya da bulunmamız nasip oldu. Kenya ve Türkiye karşılaştırması yaptığımda ilginç analizler kafamda oluşmaya başlayınca dehşete düşürücü hale bürünmemem elimde olmadı.

Bazı dostlar ne güzel gezip geldiniz Afrika yı gördünüz diye söylem yapsa da bizim iç dünyamız hakikatten karmaşık bir hale büründüğünü hissetmeleri imkansızdı.
Hele hele yanınızda Trabzon dan katılan ve tanımaktan şeref duyduğum kıymetli hocam Muammer ağabey gibi bir gönül insanı varsa iç dünyanız adeta onun konuşması ile daha da yıkılıyor üzerine daha da dert biniyor.

Kenya afrika ülkesi olmasına rağmen yeşillikler içinde bir ülke, oldukça geniş tarım arazileri var ilkel tarım orada hala yaşatılıyor, sapanla tarlalar sürülüyor. Evlere ev demeye bin şahit lazım, gayrı Müslim ve Müslüman halk içiçe yaşantılarını sürdürüyor. Bir Müslüman aile ziyaretimiz sırasında eve giderken komşusunun domuz beslediğini gözlemledik, inancımız gereği iğrendik ama sorunsuz bir şekilde yaşadıkları için de sevindik. Bir İngiliz sanırım oradan geçmedi ki sorun yaşamıyorlar diye de espri yapmış gülmüştük.

Yaşantıları bizim gözümüzde acı keder acınacak halde, yoksulluk sefalet sınırlarının da ötesinde olduğunu görmemize rağmen o insanların gözlerine baktığımızda heyecanı, umudu, neşeyi görmemiz bizi daha çok hayretler içinde bırakıyordu.

Kendi halimize bakıp utanıyorduk. Hele hele Muammer ağabey sazı aldıysa eline bu utanma duygusu daha ağır hale geliyordu.

Ömer kardeşim bu insanlar bu şekilde yokluk içinde yaşarken biz cennette yaşıyoruz, Allah cc bunun hesabını bize soracak biz daha çok çalışmalıyız daha çok garibe düşküne ulaşmalıyız, onların sorunlarına çare olmalıyız derken gözlerinin nemlenmesi yokmu bizi tam anlamıyla pert ediyordu.

Gelelim cennet vatanımıza....

Hakikatten bu ülke cennet ve biz cennette yaşıyoruz.

Cennet olduğunun farkında bile değiliz, belki bir çoğumuz bunun farkına gerçek anlamda varmadan son nefesini verecek, Allahu alem bilemeyiz.

Demem o ki ;
Bizde bir materyal beklentisi,
Bizde eşya düşkünlüğü,
Bizde güç odaklı hesaplamalar,
Bizde, Bizde, bizde, diye diye maddeleri aşırı çoğaltabiliriz.
Eskiden gelin ile damat görüşmelerinde damat gelin hanımla ilk görüşmenin sonuna doğru benimle bir ömür boyu kuru ekmek soğan yermisin, dediğinde gelin hanım evet dediğinde bu söz varlık içinde yokluk içinde hiçbir zaman unutulmaz ve aile önünde yol haritası olurdu.
Şimdi ise belki tabutumuz olacak binaların, belki haram kazanacak işin, belki haram ile ayak oyunları ile elde edilecek bir malvarlığı peşinde sıkı sıkıya koşturuyoruz.
Üç kağıt ekonomisinin hakim olduğu, faizin ve faizcilerin tavan yaptığı, oluk oluk faiz ödemelerinin olduğu bir dönemdeyiz.
Kendi iktisadımızı islama göre yaparsak kenyalı kardeşlerimizde ki o mutluluk bizim gözlerimizde de olur.
Kendimize gelelim artık yetmedimi mal biriktirip mülk edinme hırsı
Yetmedimi makam mevki için birbirimizi yememiz,
Yetmedi mi dünya uğruna feda ettiklerimiz,
Artık yeter dememiz gerekmiyor mu?
Materyalist sistemin maddeci ruhuna teslimiyet bizlere yakışmıyor,
Ünvanlarla kendimizi büyütmek bize yakışmıyor,
Bizler 7 düvele at sırtında hükmetmiş yolu kutlu niyeti rıza-i LİLLAH olan insanların ahfadıyız.
Bismillah diyerek üzerimizde ki külleri üfleyerek işe başlayalım.
Unutmayalım
Biz beklenileniz
Kenya bizi bekliyor
Nijer bizi bekliyor
Çat Yemen Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz bizi bekliyor,
Alem-i İslam bizi bekliyor,
İnsanlık bizi bekliyor
KUDÜS Mescid-i aksa bizi bekliyor.
Biz ise maddeye yoğunlaştık,
Bir arabam bir evim derken iki arabam iki evim hedef koyduk zannediyoruz ki bunlar tamamlanırsa level atlatacağız.
Arabaları evleri yatları katları alırsın da buralarda bir dakika vakit geçiremezsin.
Rızkın boğazından geçendir, helal ya da haram bunun nasıl olacağının kararını sen verebilirsin....