Murat MARAP

Murat MARAP

Mail: [email protected]

KAYINPEDERİN DAMADA OLAN SEVGİSİ

KAYINPEDERİN DAMADA OLAN SEVGİSİ

Konusunu işleyeceğim bu yazıyı yazsam mı yazmasam mı diye çok düşündüm.

Kalbimin bir tarafı "yaz ki insanlar maneviyat ve şuur nedir görsünler" diyor, kalbimin diğer tarafı ise "acıları deşme" diyor.

Yazacağım bu konuyu öyle bir kelimelerle, cümlelerle anlatmalıyım ki her bir genç bu hikâyeden bir ders çıkarsın ve de "Ben neden yaratıldım?" diye kendine bir sorsun.

Sonuç olarak bu yazıyı yazmam gerektiğini düşündüm.

Öncelikle duayen gazeteci Serdar Arsever'in affına sığınıyorum

İnsanı ayakta tutan ve onu onure eden ahlak ve maneviyatıdır. Ahlak bir gencin en güzel süsüdür.

Bu yazıda asıl konumuz bir kayınpederin bir damada olan sevgisi, muhabbeti ve gönül aşkı...

Sevgili Enes O'nun damadı değil sanki öz oğlu gibiydi. Enes, amansız bir hastalığa yakalanmış uzun bir dönem ise hastanede hastalığı ile mücadele etmişti. Öyle ki Yüce Yaradan Enes'i, annesi, babası, eşi ve hatta kayınpederinden çok sevmiş olacak ki erken yaşta yanına aldı. Öncelikle Enes kardeşimize ALLAH'tan (c.c.) rahmet, annesine, babasına, eşine ve tüm yakınlarına baş sağlığı dilerim. İnanıyorum ki Enes kardeşimiz de cennetliklerden olmuştur.

enes turhan1_12042a4c4f973164dffeb00e5b2e3271.jpg

Sevgili abimiz Serdar Arseven bir yazısında Enes'ten bahsederken "Enes, Benim Güzel Fidanım" diye bir başlık atmıştı da ben ise çok duygulanmıştım. Kabul edelim ki özellikle bu zamanda bir kayınpederin damada olan sevgisine çok nadir rastlanır.

Anne baba öyle bir evlat yetiştirmiş ki tam bir ahlak abidesi. Namazlarını da hiç aksatmamış. Öyle ki hasta yatağında bile namazına devam etmiş Enes. Hatta Sevgili Serdar abimiz Enes'in hasta yatağında nasıl namaz kıldığını ise bir videoya çekip sosyal medya hesabından paylaşmıştı.

O videoyu görünce "Ya Rabbi, bu nasıl bir şuur, bu nasıl bir samimiyet, bu nasıl bir bağlıktır" dedim kendi kendime. Öyle ya hastasınız, yattığınız yerden kalkamıyorsunuz ama namazınızı ise hiç aksatmıyorsunuz. Bu ne güzel bir teslimiyet. Açıkçası imrenmiştim.

Enes'in vefatından sonra Serdar abimiz bir köşe yazısı yazmıştı O'nun için. Kayınpeder olan Serdar abimiz Enes ile her konuşmasında;

“Baba, sıkma canını. Rabbimiz ne derse o olur!”

“Baba, kimle göz göze gelirsek gelelim, onu son kez görüyor olabileceğimizi bilelim. Buna göre davranalım, hitap edelim” dermiş. Bu ne güzel bir iman, bu ne güzel bir teslimiyet.

Afyonkarahisar'ın Güney Beldesi'nde ara seçimler vardı. O seçimleri takip etmek için Güney Beldesi'ne gitmiş ve oradan da Ankara'ya geçmiştim. Ankara'ya gelmişken Sevgili abimiz Serdar Bey'i de ziyaret etmek istemiştim. Sosyal medya hesabından bir baktım ki. Serdar abimiz oğlu gibi sevdiği Enes'ini ALLAH'a (c.c.) teslim etmişti. O gün Yeniden Refah Partisi'ne uğradım. Bir kaç Genel Başkan Yardımcısı ile seçim değerlendirmesi yapmıştık. Akabinde Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan Bey ile beraber dört kişi Karşıyaka Mezarlığı'nda Enes'in cenazesine katılmaya gittik. Oradan cenazenin defin edildiği yere geçtik. Bir kayınpeder düşünün ki, kendi öz oğlunu kaybetmiş gibi ağlıyordu. Bu ne güzel bir sevgi... RABBİM sabır versin.

Serdar Bey yazısında, "Ben, Enes’i geç mi buldum, çabuk mu kaybettim?" diyecekti. Yine O'nun dediği gibi, geç de değildi, çabuk da değildi. Tam vaktindeydi.

Yukarıda yazımda, ahlak abidesi bir genci ve o gence sevgisi, muhabbeti olan bir kayınpederi okumuş ve öğrenmiş oldunuz.

ALLAH öncelikle her anne ve babaya imanlı, ihlaslı, şuurlu hayırlı evlatlar versin. Ve ALLAH her kayınpedere de Enes gibi sevilecek hayırlı damatlar, gelinler nasip etsin.

Bir kez daha, ALLAH (c.c.) sevgili Enes'in kabrini nur, mekanını cennet eylesin... Serdar abimize, Enes'in eşine, anne-babasına ve tüm sevdiklerine sabır versin.

Selam ve dua ile...

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar