Hüseyin LİKOĞLU

Hüseyin LİKOĞLU

Mail: [email protected]

Muhafazakâr “Devrim”

Muhafazakâr “Devrim”

Otomobil imalatı. Motorlu vasıta imalatı ve bu meyanda otomobil imalatını ehemmiyetle ele almak lazımdır. Faydalarını şu noktalarda toplamak mümkündür. Bir kere memleketimizde döviz tasarrufu temin edecektir. Otomobil imalatı, çeşitli sanayi kollarının teşriki mesaisi ile mümkün olduğundan, birçok sanayi kollarında iş imkânları açılacaktır. Otomobil imal edildiği takdirde, halk efkârında sınai gücümüzün itibarı artacaktır ve milli güven yükselecektir. “Otomobil yaptıktan sonra, daha birçok şeyleri başarabilir” denilerek, beynelmilel itibarımız da artacaktır. Aynı zamanda, yedek parça ihtiyacını da standart birkaç tip üzerine teksif edeceğimiz için, süratle karşılayacağız ve halledeceğiz. Türkiye’de yapılacak otomobilden yakın şarka geniş miktarda ihracat da yapılacaktır…

Bizim memleketimizde de imalata geçildiği takdirde, imalata yardımcı olabilecek çeşitli müesseseler vardır. İmalatın bu işe yeni başlamış olan memleketlerden daha pahalı olmayacağını peşinen kabul etmek de imkân dâhilindedir. Gümüş Motor Fabrikası, otomobil motorlarını seri halde imal edecektir. Uzel Makas Fabrikası da, makaslarını yapacaktır. Elektrometal fabrikası, çeşitli parçalarını ve Kırıkkale de, dişlilerini yapabilecek durumdadır. Otomobilin tamamlanması için, geriye bazı elektrik malzemesi ile kırılmaz camları vesair teferruat kalmaktadır… Otomobil imalatına kalkışıldığı takdirde, ilk senelerde otomobil imalatında kullanılacak olan malzemenin yarısını Türk malı olarak imal etmek mümkündür. Otomobil için yeni bir yatırım yapılmasına da lüzum yoktur. Bu hususta lüzumlu fabrikalar zaten mevcuttur. Bunlar, bugün sadece yüzde 10 kapasite ile çalışmaktadırlar. Bu fabrikalar, böyle bir imalata memnuniyetle iştirak etmek istediklerini Devlet Planlama Teşkilatı’na da bildirmişlerdir. Böyle bir imalat, belki montaj fabrikalarından da istifade edildiği takdirde, ufak yatırımlarla tahakkuk ettirilebilir.

Biz bu işin, sağlam bir yapıya istinat etmesi için, devletin önderliğinde yapılmasını uygun görüyoruz. Devlet, bunun prototiplerini yaptırsın… Bundan sonra, büyük şirketler de, lüzumlu kalıpları ve imalat hakkında çeşitli fabrikalarla yapılmış olan anlaşmaları bir patent hakkı olarak devletten satın alsınlar. Öyle bir teşebbüs kurulsun ki, kâr maksadından ziyade, memlekete hizmet etsin… 30 bin adet de ortağı olsun… Hisse senetleri, vatandaşlara dağılsın… Avans paralar da bu müessesenin sermayesi olsun… 100-200 milyon lira sermayeli bir şirketle bu iş başarılabilir. Devletin, ilk iş olarak, 10-15 milyon lira ile imal edilecek otomobilin prototipini yapmasına imkân vardır. Bilâhare seri imalata geçilir… Bugün için memleketimizin çok düşük rakamlara sahip olması, bu imalatı adeta zaruri kılmaktadır. Türkiye’de hâlihazırda 725 kişiye bir otomobil düşmektedir. Amerika’da iki kişiye bir otomobil, Avrupa’nın muhtelif memleketlerinde ise, beş-on kişiye bir otomobil düşmektedir. Brezilya’da 100-120 kişiye bir otomobil düşmektedir. Brezilya’nın fert başına düşen milli geliri, Türkiye’ninki ile aynıdır. Bu durum, beynelmilel âlemde durumumuzun takviyesi için de büyük ehemmiyet taşıyacaktır. Türkiye’de 40 bin adet otomobil bulunduğunu göz önüne getirecek olursanız, bu durumdan kurtulmak için, otomobil imalatı istikametine gitmek mecburiyeti, kendisini açık bir şekilde hissettirir. Bugün Türkiye’de 300 bin sanat okulu mezunu, mühendis, teknisyen ve sanatkâr vardır. Bunların yüzde 5’i sanayi sahasında, yüzde 95’i ise başka sahalarda çalışmaktadır. Bunlar, çeşitli yerlerde katiplik, biletçilik yapmaktadırlar. Hatta seyrettiğiniz filmin sesi, kıymetli bir frezeci arkadaşa aittir. Çünkü bizim yakın bir mazide bütün bu sanayie karşı takındığımız tavır, 300 bin kişilik sanat ordusunun başka sahaya dönmesine sebebiyet vermiştir. Bunları yeniden bu sahaya getirmeye mecburuz. Milli istihsalin artması için sanayie ehemmiyet vermekten başka bir çare bulamıyoruz. Bunları söylemeyi bir milli vazife telakki ettiğim için, yüksek huzurlarınızı bu kadar zamandan beri işgal etmeye cesaret buldum. Hürmetlerimi arz ederim…

Bu sunumu 4 Mart 1961 tarihinde Necmettin Erbakan, 27 Mayıs’ın darbeci bakanlar kurulu toplantısında yaptı. Sunumun ardından yerli otomobil için harekete geçildi. 29 Ekim 1961 tarihine otomobil yetiştirildi.

“Devrim” adı verilen otomobil bir “yakıt kumpası” ile seri üretime geçilmeden proje rafa kaldırıldı.

61 yıl sonra yine bir 29 Ekim günü bu kez “Devrimi” muhafazakârlar yapıyor. Bugün Türkiye’nin otomobili yollara çıkıyor…

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar