Doğan BEKİN

Doğan BEKİN

Mail: [email protected]

NECİP FAZIL KISAKÜREK VE ABDULLAH ÖCALAN

1980 öncesi Ankara Gölbaşı Sineması hınca hınç dolmuş , hepimiz Necip Fazıl Kısakürek’in , “Dünya Bir İnkılâp Bekliyor” konferansında vereceği mesajı sabırsızlıkla bekliyorduk. Üstad, yavaşça sandalyeye oturur oturmaz masanın üzerinde yer alan kül tablasına uzanarak önüne çekip cebinden çıkardığı sigara paketini de kül tablasının yanına yerleştirerek işe koyuldu.Paketten çıkardığı sigarayı kibritle yapıp büyük bir zevkle içmeye ve dumanını havaya üflemeye başladı. Üstad, sigarasından birkaç nefes çekip kül tablasında söndürdükten sonra yavaşça ayağa kalkıp konuşma için pozisyon almaya başladı. O ana kadsr her şey yolunda gidiyordu.Tam konuşmaya başlayacağı sırada mikrofonun azizliğine uğradı. O sırada salonu hınça hınç dolduran biz gençler Üstadın büyük hışmına uğramaktan geri kalmadık.Bir kere Üstadın ağzına düşmüştük artık. Üstad; “Ne biçim gençliksiniz siz, daha bir mikrofonun ayarını beceremiyorsunuz. Bir de kalkmışsınız Dünya Bir İnkılâp Bekliyor’u dinlemeye gelmişsiniz. İşte eseriniz ortada duruyor ”dedikten sonra konferans vermekten vaz geçtiğini yüksek sesle ifade ederek büyük bir hışımla sahne perdesini aralayıp platformu yavaş adımlarla terk etmeye başladı. Bir anda hepimiz bir ağızdan Üstad buraya, Üstad buraya diye coşkulu bir tempoyla bağırmaya başladık. Gölbaşı Sineması gençliğin o sesinden adeta yıkılıyor gibiydi. Büyük coşkuya kendilerini kaptıran biz gençler artık üzerlerindeki ataleti bir kenara bırakmış ve canlanmıştık. Anlaşılan, Üstadın o sitemkar sözleri bizler içinbüyük bir motivasyon oluşturmuştu.

 

Bu coşkulu tempoya perde gerisinden daha fazla sessiz kalamayacağının farkına varan Üstad Necip Fazıl Kısakürek, her zaman olduğu gibi bir kez daha şair ruhlu duygusallığına yenik düşüp platforma geri dönüp “Dünya Bir İnkılâp Bekliyor” adlı konferansı vermeye başladı.

 

Tarihin cilvesine bakınız ki, bu konferansta Abdullah ÖCALAN da bizlerle birlikte gençler arasında yer aldığını ve onun da "Üstad buraya, üstad buraya" diye bizler gibi tempo tutanlar arasında olduğunu yıllar sonra bir arkadaşımız bizlere ifade etmişti.

 

Üstadın o konferansta üzerine basa basa söylediği; «Evet, İslâm, 16. Asır sonlarına doğru temsil kadrosunda zaafa uğramıştır. Ama daha sözünü söylemiş değil. Son sözünü temsil kadrosunda ve yeni telakkiler önünde henüz söylememiştir. Bu son sözü söyletecek nesli yoğurmaya çalışıyoruz.» sözleri hala birçok kişinin kulaklarını çınlatmaktadır.

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar