Doğan BEKİN

Doğan BEKİN

Mail: [email protected]

SAKSAĞANDAN DERS ÇIKARMAK

(Geçmişten bir anı)

 

Yayınlamak üzere sona yaklaştığım bir kitap için günlerdir tek bir kelime dahi yazabilme gücünü bulamıyordum kendimde. Kâğıt hışırtısı, kelebeğin kanat çırpması, komşu bahçedeki Linda(Amerikan Stafffordshire Terrier)’nın havlaması, kitapla aramdaki mesafeye yeni mesafe koyuyordu. Mardin tahtı ile yıldızım arasındaki mesafeden daha da uzaklarda seyrediyordu bu beklenmedik durum. Bu mesafeyi duvara çakılı duran rakkas-ı nücumî (yıldız sarkacı) dahi ölçmede acz içerisinde kalacağı vehmi vücudumun tüm hücrelerine nüfus etmiş iken, bir anda sihirli bir elin varlığını hmeye başladım. Bu el ki, bana yeniden güç vermeye başladı.


Bugün ise, yüzlerce kilometre uzaklardan gücüme güç katan, elindeki anaze ile manevi iklimim olan o‘gizli el'i kıramayıp, baştanbaşa, taş başa deyip son bir hamleyle yeniden yılların dostu can yoldaşım kalemimi elime alıp çalışmaya koyuldum.
Uzun bir ayrılıktan sonra tam da ilk harfi yazmak üzere kalemi elime alıp çalışmaya başlamışken ansısın dikkatimi dağıtan garip bir takırtı ile cama doğru yöneldim. Kocaman, uzun kuyruklu parlak mavi, yeşil ve siyah renkli tüyleriyle iri bir saksağan, sanki bana bir şey anlatacakmış gibi gagasıyla camı tıkırdatıp duruyordu.


Saksağan, kendi ekseninde daireler çizerek aralıklarla bir müddet cama vurup, sonra da odanın içerisini gözetlercesine küçücük yüreğiyle 'ben buradayım, yanındayım' dercesine, vücut diliyle bana salvolar yaptı durdu kısa bir süreliğine. Sonra da gökyüzüne doğru kanat çırparak uzaklaştı.


Bugün yazı yazmaya oturduğumda karşılaştığım bu tatlı olay, sabah yeli nesameti kıvamında hoş bir seda ile derin duygular bıraktı üzerimde. O anda, onunla birlikte kanatlanmak ve uzak diyardaki anazenin manevi ikliminde vücut bulmak hayalini öteleyip içimde mızraklaştırarak yazıma vira bismillah deyip daha güçlü bir azimle çalışmama başladım.

 

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar