Adnan ÖZ

Adnan ÖZ

Mail: [email protected]

SAMÜ'DE DIŞ POLİTİKADA DEĞİŞEN DİNAMİKLER KONUŞULDU!

Samsun Üniversitesi Konferans Salonunda dış politikada değişen dinamikler ve bunun uluslararası ilişkilere yansımaları konuşuldu. SAMÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Aydın “Amacımız öğrencilerimize görüş kazandırmak,” diyerek toplantının gayesini açıkladı.

Panel SAMÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ayhan Nuri Yılmaz’ın moderötörlüğünde gerçekleşirken panele katılan konuşmacılar Prof. Dr. Talip Küçükcan, Prof. Dr. Tarık Oğuzlu ve Dr. Kadir Üstün’den oluşuyordu.

Konuşmacılar on beşer dakikalık sunum yaptılar moderatörde bu sunumları özetleyerek altı çizilmesi gereken konuları tekrar ederek katılımcıların faydasına sundu.

Öğrencilerin doldurduğu salonda sunumlar bitince soru cevap kısmına geçildi ve dolu dolu bir program icra edildi. “Bu gençlik boş, gençler gelişmelere ilgisiz ve hiçbir şeyi umursamaz halleri var,” diye eleştirileri hepimiz duyuyoruz fakat benim gördüğüm salondaki gençler hem ilgiliydi hem de sordukları sorular ile bilgili olduklarını gösterdiler.

Gençlerimizin konferansa ilgisi tabii ki üniversite yönetimi gibi bizi de ziyadesiyle mutlu etti çünkü geleceğimiz bu gençler. Bizler gençlerimizi ne kadar donanımlı yetiştirebilirsek istikbalimiz o kadar iyi olur. Gençlerimize NATO nedir? BM nedir? Neden kuruldular? Neye hizmet ederler ve biz onlara ne kadar güvenebiliriz? Öğretmeliyiz. Değişen ve adeta küçük bir köye dönen dünyada olup bitenleri anlayan, yorumlayan birisi ile ülkemizde ve dünyada olan bitenden bihaber olan biri aynı olur mu?

Dünya değişiyor. Dünyanın hakim güçleri ya da başka bir deyişle sömürücüleri dünyada ne olmasını istiyorsa, dünyanın nasıl şekillenmesini istiyorsa her şey öyle oluyor. Yani dünyayı dizayn eden ABD’nin NATO’nun ve BM’nin de üzerinde olan güçlerden bahsediyorum.

Dünyayı sömüren güçlerin “Arap Baharıyla sınırları değişecek,” diyerek başlattığı planın bölge ülkelerini ne halegetirdiği gün gibi ortada. Küresel güç dediğimiz Rusya bile nasıl savaşa zorlandı ve adeta dipsiz bir kuyuya çekildi hep birlikte görüyoruz. Üyesi olduğumuz halde etrafımızı cephaneliğe çeviren NATO’yu iyi tanımalıyız.

Gençlerimizi öyle yetiştirmeliyiz ki yol, harita çizenlerin peşinden giden değil, yol ve haritayı kendileri çizen olsunlar. Yani gelişmeleri takip edip duruma göre plan yapan gençler değil olabilecekleri öngörüp geleceği şekillendiren gençler yetiştirmeliyiz.

“ABD iç karışıklık sebebiyle batar mı ya da güç kaybına uğrar mı?” diye bir soru soruldu. Konuşmacı yanıt olarak aradaki makasın çok açık olduğunu ve bunun mümkün olmadığını söyledi. Buna bizde bir ilave yapalım. “ABD batarsa dünya için güzel olur, dünyaya huzur gelir,” diye düşünmek bize göre doğru bir yaklaşım değil. Çünkü dünyada denge olması için en az iki kutuplu hatta çok kutuplu olmasının faydalı olduğunu daha önce gözlemlemiştik. Yani ABD batarsa o dalgalar çok ülkeyi batırabilir. Kaldı ki hiçbir eyaletin ABD’nin gücünden ayrılması ya da bu gücü karşısına alması mantıklı değil. Biz kendimize bakıp güçlü olmalıyız.

Bizim şunu bilmemiz gerekiyor çok üretmeliyiz hem de çok. Hem de katma değeri yüksek teknoloji ürünleri üretmemiz gerekecek. Şuan ki üretimimiz ile yetinemeyiz. Tarihimize, nüfusumuza ve artı değerlerimize baktığımızda bu üretimi en az beşe katlamalıyız ki dünyada söz sahibi olabilelim. Yoksa konuşmacının da dediği gibi yetmiş kiloluk sıkletle yüz elli kiloluk sıkletten sürekli dayak yeriz! Yani nitelikli insan yetiştirmeliyiz.

Gençlerimize birkaç dil bilmeleri gerektiği de tavsiye edildi ve fakat önce Türkçeyi öğrenmelerinin bir zorunluluk olduğu da anlatıldı. Faydalı bir panel olduğunu düşünüyoruz. Umarız devamı gelir.

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar