Şimdi bu faşist ve ınsanlık düşmanından başka birini bulamadın mı da sözünü yayımlıyorsun hocam dediğinizi duyar gibiyim. Durun hemen karşı koymayın. İblisi tanımak ve yöntemlerini anlamaya çalışmak, sizi yoldan çıkarmaz merak etmeyin, aksine ona karşı önlem almamızı kolaylastırabilir, sizi daha da geliştirebilir ... Bazı hadiselerden, hiç ummadiğimız kadar dersler çıkarabilir, ibretler alabiliriz ...
Ünivetsitede Liderlik Psikolojisi dersimize o dönemde Hocam olan, Sayın Prf.Dr.Numan KURTULMUŞ Beyefendi giriyordu.
Bir gün, kendinize dünya çapında ün yapmış bir yerli bir de yabancı lider seçin; hayatları, başarıları ve başarısızlıkları ile ilgili birer sunum hazırlayın, bu sunumlar sizin dönem sonu notunuz olacak demişti.
Bunun üzerine ben de doğal olarak hemen, benim çocukluk yıllarımdan beri karakter ve kişiliğimin gelişmesinde ailemle beraber en büyük mimar olan kıymetli Hocam Prf.Dr. Necmettin ERBAKAN'ı seçtim ve dolu dolu içeriklerle çalışamaya başladım.
Bu benim için kolay olan taraftı, ancak seçeceğim yabancı lider kim olacaktı, zor olan soru buydu ?
Düşündüm, taşındım, araştırdım ve karar verdim. Seçeceğim bu yabancı lider Adolf HİTLER olacaktı. Tabi takdir edersiniz ki bu seçim aynı zamanda büyük bir tepki de toplayabilecekti. Zira Avrupa'da milyonların katline sebep olan bu insanlık düşmanından başka kimseyi bulamadin mı, bu şizofren kasabın ne tür bir başarısını gördün soruları ve tepkileriyle karşı karşıya kalacağımı elbette tahmin edebiliyordum. Aynen de tahmin ettiğim gibi oldu. Rahmetli ERBAKAN Hocamla ilgili sunumu bitirdikten sonra, sıra ikinci sunumuma gelmişti. Adolf HİTLER ve Hitler Almanya'sı hakkindaki sunumum yaklaşık 30 dakika kadar sürmuştü ve sınıf neredeyse buz kesmiş halde beni dinliyor,sorgulayıcı bakışlarla beni izliyordu. Derken sunum bitince tahmin edebileceğiniz gibi, ciddi itirazlar, haykırmalar hatta suçlamalar vs. vs.
Hiç unutmam Sayın KURTULMUŞ Hocanın ilk tepkisi, espirili ve gülen bir ifadeyle,
" Mikdat'cım bu sunumu Avrupa'da her hangi bir üniversitede yapmış olsaydın, sen sunumu bitirene kadar polis kapıya gelmiş ve sunumu bitirmeden tutuklanmış olurdun" demişti. ( Hocam beni, ben de Hocamı severdim ).
Bunun üzerine Sayın Hocam'dan 15 dakika daha rica ederek, sunumumun gerekçelerini anlatmaya devam ettim.
Almanya, I.Dünya harbinden yenik çıkmış ve yerle bir olmuştu. Ülke askeri, ekonomik ve psikolojik açıdan yerle bir olmuştu. Halk büyük bir yoksulluk ıçerisinde perişan haldeydi. Enflasyon %4000 gibi korkunç düzeylerde idi. Bunun anlamı, halk üç günde bir, bir tas çorba bir çeyrek ekmek tüketebiliyor demekti.
Fikrine katılırsınız ya da katılmazsınız o başka. Ancak Adolf HİTLER böyle bir Almanya'da1933 senesinden 1943'e kadar, 10 senede ;
DİKKAT EDINİZ : Dünyanın en büyük Sanayi ve Ekonomilerinden birini kurdu, Dünyanın en büyük ordularindan birini kurdu ve nihayet bugün de Alman disiplini denilen ekolün temellerini atarak Dünyanın en organize ve üretici toplumunu inşaa etti.
Uzay calışmaları, Matematik, Fizik, Kimya, Genetik blim çalişmaları, Sosyoloji,Psikoloji ve Parapsikoloji çalışmaları, Deniz ve denizaltı çalışmalarına ise hiç değinmiyorum. Tüm bunları 10 sene içerisinde hayata geçirmiş, başarabilmiş olması olağanüstü dikkat çekici ve hayret verici bir durum arzetmektedir.
Bugünkü ABD bile gücünü önemli oranda, o dönem Alman bilimadamlarını ABD'ye taşımış olmasına borçludur. O dönem Almanyasında 10 sene gibi kısa bir sürede, tüm bilimsel sahalarda olağanüstü gelişmeler kaydedilmiştir.
Hitler, İnsanların zaaflarını, farelerin peynire karşı yaşamış oldukları zayifliğa benzeterek " Sıçanlar peynire dayanamazlar" diyerek,
Zaaflı kişiliği Sıçana, zaaflı olmanın sonucunu ise kapana yakalanmak olduğunu ifade etmistir. Bu inancindan dolayı önce toplumsal bilinç eksiklikleri ve zaaflarını gidererek, sonra da yaptırdığı sosyolojik ve psikolojik calışmalarla, Alman toplumunu bambaska bir bilinç düzeyine dönüştürmüştür.
Beğenelim ya da beğenmeyelim, Alman disiplini ve ünlü Alman ekolü o dönemden zihinlere kazınmıstir. Almanya bu zihin yapısı ve disipliniyle bugün bile Çin'den sonra, yilda 1 trilyon 200 milyar Euroyla dünyanın en büyük ikinci ihracatçısı konumundadir. AB' nin dinamosudur.
Hitler, gözükara acımasız bir kişilik olduğu kadar, çok araştırmacı ve çok zeki bir liderdi.
Zaaflarından, önyargılarından basmakalıp bir düşünce yapısından kurtulan ve eğitilip ortak hedefe kenetlenen bir toplum inşaa edebildiğinde, büyük bir başarı gerçekleştirebileceğini biliyordu.
Zira uzun yıllar insan psikolojisi ve sosyoloji üzerine çalışan, araştırmalar yapan bir kişilikti.
O dönemde Berlin ve Viyana Üniversiteleri sosyal bilimler alanında dünyanın zirvesinde olan üniversitelerdi. Hitler kafası çalısmayan ve sadecr resimle ilgilenen hasta bir kişilikti görüşü, taraflı Yahudi propagandasıdır. Hitleri övmek değil ancak, var olan gerçekleri olduğu gibi almak, o kişiliği benimsemek ya da desteklemek anlamına gelmeyeceği gibi, objektif bilimsel değerlendirmeler yapmak, günümüze ışık tutması bakımından konuları gerçekci bir şekilde anlamaya çalışmak çok daha büyük önem arzetmektedir.
( Kaldı ki, Adolf HITLER'in annesi Yahudi asıllıdır ve Hitler İsrail'in kurulması için Yahudiler tarafindan tasarlanmış bir projedir.
SİYONİST YAHUDİ GELMIŞ GECMİŞ EN BÜYÜK YALAN UZMANIDIR, bu da başka bir konudur ).
Buraya kadar durum böyle ancak, bizim burada dikkat çekmek istediğimiz konu, Hitlerin kişiliği, saldırgan siyaseti veyahut katliamlarını kabul etmek , ya da övmek değildir.
Aksine çok kısa bir zamanda istenildiğinde, her şart altında, insanoğlunun ne büyük başarılara imza atabileceğini göstermek ve bu konuya yakın tarihten önemli bir örnek vermektir.
Hitler, Materyalist, Darwinist ve insanlık düşmanı bir katakterdir. Bu konu üzerinde tartışmaya gerek yoktur. Ancak tekrar ediyorum, ortaya koydukları; insanoğlunun her şart altında, istediğinde neler yapabileceğini göstermesi bakımından çok önemli icraatlar ve çok önemli örneklerdir kanaatindeyim.
Yıllarca biz Milli Gorüşçulere hangi güçle, ne ile başaracaksınız diye soranlara ;
tabi ki Imanımızla, inancımızla, Paygamber Efendimiz ( SAV.)' in bize gösterdiği istikamette yürüyerek başaracağız, Hak Batıla galip gelecek diye cevap veriyoruz. Bu sapmaz ve sarsılmaz tek gerçektir, İlahi Adalet bizlere rağmen gerçekleşecektir. Zira bu sarsılmaz gerçek Hak'kın taahütü ve inananlara lütfüdür.
Burada önemli olan konu, bu büyük imtihanda bizlerin kendimize biçtiğimiz rolümüz, yani tarafımızdır.
Ancak, vermek istediğim asıl mesaj, bir materyalist ve insanlık düşmanının dahi samimiyetle istediğinde neler yapabildiğini örneklerle ortaya koymak, göstermek ve bu hadiseden dersler çıkarabilmektır. Bunun yanında, iman ve takva sahibi bir topluluğun istediğinde neler yapabileceğini de ayrıca hayâl etmelerini istedim. Hangi şart ve koşul altında olursak olalım, ALLAH CC 'nün izniyle büyük bir aşk, büyük bir şevkle büyük bir zafer kazanabiliriz. Bu uğurda her koşulda mücadele edip, İslâm Birliğini bir an önce kurmalı ve bunu gerceklestirebileceğimize inanmalıyız.
ALLAH CC 'nün izni keremiyle Dünyada adaleti galip kılıp, zulme son verecek, güç ve donanımlara sahibiz.. Peygamberimiz Hz.Muhammet Mustafa ( SAV ) Efendimizi örnek alarak, müslüman olmayan beşerlerden bile dersler çıkararak, kendimizi hesaba çekmeliyiz.
Mazlum tüm milletlere sahip çıkıp küfrün başını ezmeliyiz. İstemeli, İnanmalı, Çok çalışmalı ve amacı Gerçekleştirmeliyiz. Hayatımızı bu uğurda vakvetmeli ve imtihanı kazanmalıyız. Şu üç günlük dünyada yanılmamalı, istikamette yürüyerek tarafımızı ortaya koymalıyız. Faizci, Kapitalist ve Adaletten yoksun Siyonist Köle düzenine karşı
Milli Görüşte birleşmeliyiz.
EN AZINDAN ŞU IMANSIZ DÜNYANIN BASARABILDIKLERININ ÇOK ÖNÜNE GEÇEBİLMELIYİZ. INANMAYANLARIN İNSANLIK ÜZERINE KURDUKLARI BOYUNDURUĞA SON VERMELİ , İNANANLAR OLARAK ŞEREFLİ BİR ÖLÜMÜ HAK ETMELIYIZ.
BU HESABIN VE BU VEBALİN ALTINDA KALAMAYIZ
ALLAH CC YARDIMCIMIZDIR
Selâm ve Dua ile...
Facebook Yorum
Yorum Yazın