Adnan ÖZ

Adnan ÖZ

Mail: [email protected]

SİYASETİN KUTUPLAŞMASI HEPİMİZE KAYBETTİRECEK!

Siyaset, boş bırakılmaması ve ilgilenilmesi gereken bir alandır. İnsanlar siyaseti fikrine uygun bir partide millete ve inandığı değerlere hizmet etmek için yapar. Fakat millete ve inandığı değerlere hizmet etmek için iktidara gelmek ya da iktidar ortağı olmak gerekir.
Siyasi partiler iktidara nasıl gelir? Parti genel başkanı ve teşkilat üyeleri partisini ve projelerini anlatır milletin güvenini kazanır ve seçimlerde oyları alarak iktidara gelir.


Muhalefet iktidara gelmek için iktidarın yanlışlarını ortaya koyar. Kendi doğrularını anlatır. Yapılan hizmetleri eleştirmek isterse  “Biz daha iyisini yaparız, biz daha ekonomik yaparız,” diyerek milleti ikna etmeye çalışır.
İktidar ise seçime giderken yaptıklarını anlatır. Söz verip yapamadıkları var ise onu da neden yapamadığını anlatır ve yapmak için tekrar destek ve süre ister. 
Normal koşullarda demokrasinin işlediği bir ülkede durum böyle olurfakat maalesef ülkemizde durum böyle değil. Geçen haftaki köşe yazımda “Muhalefetin işi daha zor. Altı birbirine benzemez parti,” demiştim.


Hani bir deyim vardır ya “Ne İsa’ya yaranabildim ne de Musa’ya,” diye. Bizde öyle kimseye yaranamıyoruz.  Gerçi kimseye yaranmak gibi bir durumumuz da yok çok şükür. Ben sadece bir durum tespiti yapmıştım. 
Çünkü Demokrat Parti hariç altılı masaya dahil olan partilerin tabanıyla sürekli fikir alışverişinde bulunuyoruz. Teferruata girmeye gerek yok. Kim,kim için ne düşünüyor biliyoruz. Aldığım eleştiriler bir konu hariç haksız. O bir konu da “İstişarede hayır vardır.”Evet istişarede hayır vardır fakat istişare kimlerle yapılır o da ayrı bir durum değil mi?


Geçmişte birlikte siyaset yaptığım bir mali müşavir arkadaş da aradı bir şeyler söyledi ve söylediği çok makul ve mantıklıydı.Arkadaş, “Ben dünyaya bir kere geldim. İnsan eşrefi mahluktur ve her şeyin en iyisine layıktır. Ben çocuğumla çoluğumla rahat ve huzurlu bir hayat sürmek istiyorum. İnsan gibi yaşamak veya hiç olmazsa asgari ihtiyaçlarımı sıkıntı çekmeden gidermek istiyorum. Ülkeyi kimin yönettiği de umurumda değil. Yeterki ülke bilimin ışığında, adil bir şekilde ve hakkıyla yönetilsin.”
Aslında işin özü ve anlatmak istediğimiz bu, bende aynı düşünüyorum. Bu sözlerin üzerine söz söylemeye gerek duymuyorum fakat sadece şunu söyleyeyim, bu aralar Samsun’da ve Türkiye’de sonuçlanan mahkeme kararlarına itirazlara ve kabullere baksak insanların adalet duygusunun ne kadar yanlı olduğunu anlarız.


Kimsenin ülke kaynaklarını kötü kullanmaya, kimsenin milletin huzurunu kaçırmaya ve geleceğini karartmaya hakkı olmasa gerek. Bu ülkede sadece siyasiler yaşamıyor. Hiç olmazsa dilimize bari dikkat edelim. Biraz empati, biraz anlayış, biraz hoşgörü, hepsi bu…

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar