Hüseyin LİKOĞLU

Hüseyin LİKOĞLU

Mail: [email protected]

Yasaya gerek yok, ama Zyprexa şart

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun başörtüsü yasağıyla ilgili günah çıkarma hamlesini anlayışla karşılamak mümkün. Nihayetinde binlerce insan sırf dini inançlarından dolayı CHP zihniyeti yüzünden zulme uğradı. Seçime giderken yüzde 50+1’e ihtiyacı olan CHP liderinin böyle bir manevrayı yapmaktan başka çaresi yoktu.

Öte yandan, ittifak kurduğu Saadet Partisi ve diğer siyasi münafıklar sahada zor anlar yaşıyor. Yıllarca CHP’nin zulmüne maruz kalan vatandaşlar, SP ve diğer siyasi münafıklara, “Bu CHP’nin yanında ne işiniz var?” diyor. Kılıçdaroğlu bu manevrayla onların elini de rahatlatacak adım attığını düşünüyor.

Zaten Kılıçdaroğlu’nun çıkışından sonra yapılan açıklamalara baktığımızda bunun emarelerini görüyoruz. CHP’nin verdiği yasa teklifini “Kazanımların yasal güvenceye alınması” şeklinde değerlendirenler olurken, Kemal Bey’in hidayete erdiğini düşünenler de var. Tabii hidayete ermesine vesile olduklarını da el altından söylüyorlar.

CHP’den gelen teklifin siyasi istismar olup olmadığına bakılmaksızın değerlendirilmesi gerektiğini ilk yazanlardan biriyim. Zira CHP tabanında dindar insanlara yönelik öfke, korkunç seviyelere ulaştı. Ellerine fırsat geçse, bırakın kamuda çalışmayı, üniversitede okumayı, başörtülülerin sokağa çıkmasına bile izin vermezler.

BAŞÖRTÜSÜ MESELESİ YASAYLA VERİLECEK BİR HAK DEĞİLDİR

Temel hak ve özgürlükler yasa ve yönetmelik konusu olamaz. Dolayısıyla Kılıçdaroğlu’nun teklifi ancak bir anayasa değişikliğiyle hayat bulabilirdi. Yeni Şafak olarak da anayasa çağrısını manşete taşıdık. Yasa ile verilen bir hak, yasa ile geri alınabilir. Başörtüsü meselesi yasa ile verilecek bir hak değildir.

Gündemimizde başörtülü kadınların hak ve hukukuna ilişkin herhangi bir tartışma yoktu. Durup dururken CHP’nin böyle bir tartışmayı gündemimize taşıması birçok kesim tarafından tuhaf karşılandı. Tamam Kılıçdaroğlu masada birilerinin desteğini almak ve onlara can simidi uzatmak için bu çıkışı yaptı. Ama bu süreçte gördük ki bizim için bitmiş görünen sorun birilerinin içine oturmuş. Kor gibi içlerini yakıyormuş.

HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİ TEHDİT EDEN TEK MERCİ CHP’DİR

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, CHP’nin yuvarlak laflarla dolu teklifi karşısında anayasa çağrısı ile “Hodri meydan” dedi. CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun sosyal medyadan verdiği cevapta şu ifade vahameti gözler önün seriyor: “Başörtülü kadınların hak ve özgürlüklerine kavuşması için önerdiğimiz bu kanuni zırhı sen destekle Erdoğan…”

Bu ifadeyi hafızamıza kazımamız lazım. Başörtülü kadınların hak ve özgürlüklerini tehdit eden tek merci CHP’dir. Bu hak ve özgürlükleri tehdit edenlerin getireceği zırhın koruyucu olacağını düşünmek enayiliktir.

Ama CHP’nin bu teklifiyle başlayan tartışmalar bize çok önemli şeyler hatırlattı. Bu tartışmalar CHP açısından bitmemiştir. CHP yoldaşı ve fondaşı gazetecilerin, yazarların, fosillerin, akademisyenlerin nasıl bir kin ve nefret içinde olduklarını bu sayede öğrendik.

Daha da önemlisi 1940 model zihniyetlerinden milim ilerleme olmadığını gördük. Yazdıklarına, söylediklerine baktığımızda 70 yıldır ne söylüyorlarsa bir adım ileri gitmediklerini görüyoruz. Laikçi faşist zihniyetlerinde çürümenin devam ettiğini alenen gözler önüne serdiler. Hastalıklarında ilerleme olmuş, zerre kadar iyileşme olmamış.

Saldırgan şizofren hastalara acilen Nörodol Akineton Largactil (NAL) verilmelidir. Doktorlar böyle bir hasta ile karşılaşınca NAL’layın derlermiş. Bu ilaçtan sonra saldırgan hasta sakinleşirmiş.

Bu tedavi geçicidir, aynı saldırganlığın devam etmemesi için düzenli olarak Clonex, Risperdal, Rexapin veya Zyprexa gibi ilaçlardan, doktor hangisini önermişse düzenli olarak kullanılmalıdır.

Bir kısım CHP’liler, başörtüsü ve bazı dini değerler karşısında tıpkı böyle saldırgan şizofren hastalar gibidir. Böylelerinin saldırganlığı karşısında yapılacak yasal hatta anayasal düzenlemenin bir faydasının olması mümkün değil. Tedavi şart…

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar