Mikdat ERTEM

Mikdat ERTEM

Mail: [email protected]

ADİL OLUN ! ALLAH CC ADALETLİ OLANI SEVER ...

Bizler Yeniden Refah Partisi olarak, Türkiye'de ilk defa, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 uygulamalarının memlekette yarattığı yıkımı haykırıyorken, ne büyük bir tehlikeyle karşı karşıya olduğumuzu anlatıyorken, İÇIMIZDEN PEK ÇOĞU bizlere YALANCI dediler, İFTİRACI dediler. Bizler bu sözleşmenin homoseksüellerin ve lezbiyenlerin yasal haklarını savunduğunu ifade ettiğimizde ise, bizlere KOMPLOCU , GERİCİ YOBAZ dediler.

Öyle ya ! Milliyetçi ve Muhafazakâr bir iktidar böyle bir sözleşmeye imza atarmıydı, atmazdı elbette değil mi ?

BİZE İNANMADINIZ. BİZİ AYIPLAYIP, BIZE KIZDINIZ. Bizi hiç olmadık kişi ve kurumlarla kıyasladınız. İncinebileceğimizi ve gün olur yüz yüze gelebileceğimizi düşunmeden, saymaya ve koşulsuz taraf olmaya devam ettiniz.

Yıllarca her türlü hakarete ve her türlü aşağılamaya maruz kaldık, ama yılmadık, meydan meydan, cadde cadde ve televizyon televizyon gezinip bu rezaleti ve arkasindaki büyük tehlikeyi, anlatmayı sürdürdük. Çünkü sizlerin dahil hepimizin aileleri ve neslimizin geleceği soz konusuydu, her güçlüğe rağmen

SUSAMAZDIK VE DE SUSMADIK DA.

Hiç kimsenin hakaretine ve aşağılamasına CEVAP VERMEDİK ve HİÇ KİMSEYE DE KİN GÜTMEDİK.Gurur yapmadık, nefis yapmadık anlatmaya devam ettik.

Zira, Efendimizin taşlanıp kanlar içinde kaldığı hüznün ve pişmanlığın adı olan Taif'i ve acısına rağmen Kutlu Nebi'nin mücadelesini aklımızdan hiç çıkarmadık. Kendimizden utandık, daha da büyük bir azimle mücadelemizi sürdürmeye devam ettik.

PEKİ SONUÇ NE OLDU ?

Mücadelemiz, kalplerde ve vicdanlarda yer buldu ve Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere hükümet kanadında pek çok vicdanlı isim bu sözleşmenin yaşattığı yıkımı gördüler, ilerde yaşatacağı tehlikeleri farkettiler ve tam da bizim o güne kadar ifade ettiğimiz gibi, Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN öncülüğünde İstanbul Sözleşmesini gerekçeleri ile beraber fesh ettiler. Sayın Genel Başkanımız Dr.Fatih ERBAKAN Beyefendi de, Sayın Cumhurureise bu önemli karardan dolayı da tesekkür ettiler. Buna ilaveten Ayasofya Camii konusunda bizzat acilişa giderek hükümete karardan dolayı ayrıca daha önce de destek verdiler.

NEREYE VARMAK İSTİYORUM ?

Bizler İstanbul Sözleşmesinin tehlikelerini yıllarca meydan meydan anlatıyorken, ağıza alınmayacak hakaretlerle bizlere saldıran ve bugün bile aynı alışkanlıklarını farklı konularda sürdüren VATANPERVERLER ( ! )

Daha önce şiddetle desteklediğiniz, kadını koruduğunu idda ettiğiniz bu yıkım projesini,

bu sefer bilakis Sayın Cumhurureis fesh ettiğinde, NEDEN ALKIŞLADINIZ ?

Bu durum bir çelişki değilmidir, demekki sizin de yanlış yapabildiğiniz anlamina gelmiyor mu?

MADEM Kİ BİZ O GÜNE KADAR İFTİRACI, KOMPLOCU HATTA VATAN HAİNİ İDİK, ÖYLE İSE BU SÖZLEŞMEYİ SONRADAN NEDEN FESH ETTİNİZ ?

Haa demekki önyargılı olmak doğru değilmiş, düşunmek lazımmış, dinlemek lazımmış , anlamaya çalışmak lazımmış değil mi ?

Peki hal böyle iken, bilakis bizim yillarca verdiğimiz mucadele sayesinde sizler de doğruyu bulabilmişken, bizlere yapmış olduğunuz bu kadar hakaretin, atmış olduğunuz bu kadar iftiranın ve ettiğiniz küfürlerin vebali ne olacak değerli arkadaşlar, hiç düşündünüz mü ?

Açık ve net söylüyorum, Sayın Cumhurureis bizim haklılığımızı görüp Sözlesmeyi fesh ettikten sonra, başta köylüm, akraba ya da yakın tanıdıklarım olmak üzere bu güne kadar bizi arayıp, Hocam size haksızlık ettik, biraz da ayıp ettik galiba, HAKKINIZI HELÂL EDİN DİYEN ÇIKMADI. Eee bu adaletmidir ? Merhametmidir ? Vicdan bunun netesinde ALLAH aşkına. Peki Ilahi kameralar calışmiyor mu ? Elbette calısiyor ve yapilan hiç bir şey kaybolmuyor, aksine kaydoluyor değil mi ?

Değerli dostlarım meslek hayatımda, hastalarımın bir çoğunda rastladiğım en yikicı iki duygu nedir biliyormusunuz ?

1 - Sucluluk Duygusu

2 - Pişmanlık Duygusu

Kaç yaşınıza gelirseniz gelin, bu iki duygunun alevi sönmez. Yakmaya ve canınızı acıtmaya devam ederler. Hem unutamaz hem de kaçamazsınız. Dolayisiyla tüm hastalarima olan tavsiyem, mümkünse muhataplarla derhal sorunla yüzleşip barışarak HELALLESMEK, mumkun değilse de ALLAH' tan af dilemek oluyor. Dikkatli olmak lazım, Adil ve Merhametli olmak lâzım. Körü körüne inanmak değil, ALLAH'ın verdiği nimetleri kullanarak sonuca varmak lazım.

Diğer yandan Vicdan ve Merhamet insanların en büyük Nimetlerindendir, tabi kullanmasını bilenler için böyledir. Merhamet etmeyene ALLAH'da merhamet etmez. Bağışlamaktan aciz olanlar ALLAH'tan bağışlanma dileyemezler.

Bu sebepledir ki, her ne olmuş olursa olsun, öncelikle bilinmelidir ki,

BIZLER HAKLARIMIZI MUHATAPLARIMIZA HELÂL EDİYORUZ. ZIRA BIZ MÜCADELEMİZİ BIRILERINİN GÖNLÜNÜ ALMAK, BIRILERINE YARANMAK, HEMSEHRİCILIK YAPMAK VEYA MENFAAT SAĞLAMAK İÇİN DEĞİL

" ALLAH RIZASI İÇİN YAPIYORUZ "

KALPLERDEKİNİ YANLIZCA ALLAH CC BİLİR.

Bizler körü korüne siyaset yapmıyoruz. Rahmetli ERBAKAN Hocamızın talebeleri, Liderimiz Dr. Fatih ERBAKAN'ın neferleriyiz.

Kimse ayranim ekşi demez elbette, ama sağcısı, solcusu veya şucusu ,bucusu bilirki, Milli Görüşçülerin AYRANI EKŞİ DEĞİL GERÇEKTEN.

ALLAH CC şükürler olsun ki bizim mayamız, yanlışa ve haksızlığa müsaade etmez. Hak yol üzerine yürüyoruz. DOĞRUYA DOĞRU DERIZ, YANLIŞA YANLIŞ. Kimse bizden adaletsizliğe veya haksizlığa karşı susmamızı beklemesin. Kimsenin Hakkının vebalini de taşıyacak değiliz elbette.

Bu arada sosyal medyada yapmış olduğum bazı paylaşımlarimdan rahatsız olan değerli dost ve arkadaşlarım olduğunu görüyorum. Bazen yazarak sitemlerini ilettiklerine şahit oluyorum.

Değerli dostlarım, insan her bir parmak izi gibi farklı kimlik ve farklı duşuncelerden ibarettir. Bu da ALLAH CC 'nün bize bahşettiği bir zenginliktir. Elbette farklı düşünebiliriz, elbette farklı fikirlerimiz olabilir. Hatta olmalidir da. Ama rica ediyorum, kalp kirmadan, incitmeden ve incinmeden. Objektif ve yüksek toleransla birbirimizden istifade edelim. Aynı geminin yolcuları olmamız, farklı düşünemeyeceğimiz anlamina gelmez. Buradaki en önemli kissas SAYGI'dır. Saygıda birlik olalım, farklı konuşup farklı anlatalım. Ama mutlaka ,kimden gelirse gelsin YANLIŞA YANLIŞ DIYEBILELIM.

NEDEN YANLIŞ, YA DA NEDEN DOĞRU TARTIŞABİLELİM. ALINMAYALIM, KIRILMAYALIM ...

İnsan sosyal bir varliktır, ALLAH CC öyle yarattı. Yakışan gibi yaşayalım, konuşalım, paylaşalım, ANLAŞALIM.

Hic kimse kimseye neden böyle konuşuyorsun diye bir soru soramaz. Bu her şeyden önce adaba uymaz. Hepimiz yetişkin insanlarız. Deneyimlerimiz var, tecrube ve bilgilerimiz var. Ancak karşındakine söylediğin şey bana göre yanliş, doğrusu bu diyebilir. Veya söylediğin sey eksik tamamı bu diye seslenebilir. Muhatap da duruma göre kendi açıklamasinı yapar değil mi ? İnsanca ve medenice ... Hiç kimse bir muddet sonra MAHCUP OLABİLECEĞİ KABALIKTA BULUNMAMALIDIR, HELE HELE VEBAL ALTINA GİRECEĞİ BIR SÖYLEMDE HIÇ BULUNMAMALIDIR. Dünya akmaya devam ediyor, daha sonra yüzleşecegin bir şeyin ağırlığinı şimdiden taşiyabilmelisin degil mi ?

Zira dünya bir yaşam alani değil bir imtihan alanıdır. Herkes biriktirdikleriyle hesap verecek.

Kainatın Yüce Yaratıcısı ve her seyin SAHIBİ, her günahı affedebilecegini ancak kul hakkının adaletine sadece hak sahibinin karar verecegini buyuruyor.

NE YÜCE BIR ADALET.

Her şeyin sahibi olan Yüce ALLAH CC, kulun hakkının adaletini, magdur kulun kararına bırakıyor, düşünebiliyormusunuz ?

Tabi tüm bunların hepsi, hepimiz için geçerli.

ALLAH CC BİZLERİ AFFEYLESİN, ADIL VE HAK YOLUNDA KUL EYLESİN. KİBİR VE HAYASIZLIKTAN KORUSUN. HAK VE DOGRU YOLDAN AYIRMASIN. ( AMIN )

Aşık Veysel'e Sormuşlar

Üstat Bu dünyadan ne anladın ?

" Say ki üç dakikalığına pazara çıktım,

Beş metre bez aldım, dönüyorum " demiş.

 

Selam ve dua ile,

Her şey gönlünüzce olsun değerli dostlarım ...

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar